27 Mayıs 2016 Cuma

Venedik Taciri

Venedik'le ilgili roman aradığımda karşıma ilk çıkanlardan biri Shakepeare'in Venedik Taciri'ydi. Zaten benim de ilk aklıma gelen ve en kolay bulabildiğim kitap buydu.

Ben de fırsat bu fırsat, bari edebiyat açısından da güçlü bir kitap okumuş olayım diye hemen aldım. Elbette okurken de kafam da deli sorular, acaba bu eseri gerçekten de Shakespeare mi yazmış diye. Edebiyat dünyasının magazinsel muammalarından Shakespeare gerçekten Shakespeare mi konusunu yazmıştım daha evvel. Üşenmeyin, tıklayın, okuyun.

Bir taraftan merakımla boğuşup bir yandan da Venedik Taciri'ni okudum.

Hikayenin konusu şöyle: Venedik'li bir tacir olan Antonio'nun bütün gemileri açık denizlerdedir ve bir türlü Venedik'e dönememektedir. Bu durum Antonino'yu zor durumda bırakır zira nakit sıkıntısı çekmektedir. Tam da bu sırada en yakın dostu Bassanio'nun zengin sevgilisi Portia'ya gidebilmek ve onunla evlenebilmek için paraya ihtiyacı olur.

Antonio, Yahudi bir tefeci olan Shylock'tan borç alarak Bassanio'yu sevdiğine kavuşturur. Lakin Shylock, bu borcu kendisini aşağılayan Anotnio'dan intikam almak için bir fırsata dönüştürür ve alacağını vadesinde tahsil edemediği takdirde, borcuna karşılık Antoino' nun vücudundan bir parça etini kesmeyi şart koşar.

Elbette borç vadesinde ödenmiş olsa hikayenin bir anlamı kalmayacağından Antonio borcunu ödeyemez ve sonrasında işler karışır.

Sonunda kimse ölmüyor, merak etmeyin. İşler iyilerin kazanacağı şekilde çözümleniyor.

Öncelikle şunu söyleyeyim ki hikayenin Venedik'le alakası yok. Tamam, karakterlerin büyük çoğunluğu Venedik'li, olayların büyük kısmı Venedik'te geçiyor ama o kadar. Venedik hikayede bundan daha fazla yer almıyor.

Bir tiyatro eserini sahnede izlemek yerine kitap olarak okumak da değişik bir şey. Sanki sahne almadan önce son provasını yapan başrol oyuncusu gibi hissettim kendimi. Zaten sahnelerde olmaya pek hevesli olduğum için havaya girmek zor olmadı benim için.

Bir de çevirmen Fatma Çolak'a buradan alkışlarımı iletmek istiyorum. Çeviri zaten zor bir iş de kanımca manzum hikaye çevirmek daha zor. Hem anlam kaybolmayacak, hem kafiye tutturacaksın. Yani gerçekten zor.

Sonuç olarak, hikayenin her ne kadar Venedik'le ilgisi olmasa da, bir Venedik seyahati sayesinde böyle de edebi bir kitap okumuş oldum. Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı konusunda gezme kısmı biraz daha öne geçiyor gibi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder