31 Mart 2014 Pazartesi

Akp'li kardeşim

Umarım bu yazdıklarımı AKP'li birileri okur.

Bugün seçimden sonra sosyal medyada AKP'nin zaferine dair çok şey okudum. Büyük bir kısmı terbiye sınırlarını aşan küfürlü ifadeler içerse de bazıları medeni bir şekilde şu soruyu soruyordu: neden milli iradeye saygı göstermiyorsunuz, demokrasi sizin işinize gelince mi demokrasi, sizin gibi düşünmüyorsak cahil miyiz?

Aşağıdakileri efendice bu soruları soranlara hitaben yazıyorum:

Sevgili AKP'li kardeşim, öncelikle kendi adıma şunu söyleyeyim tepkim, öfkem, sinirim sana değil. Belki sosyal medyada yeterince aktif değilsin, medyanın manipule ettiklerinden başka bir bilgiye erişimin yok, belki konduramıyorsun, belki inanmak istemiyorsun, belki başka seçeneğin yok, belki benim asla anlayamayacağım bir sebebin var ama sebebin her ne olursa olsun benden farklı düşünüyorsun.

Bu kadar dillendirilen yolsuzluk, hırsızlık iddialarına hiç kulak asmamana üzülüyorum ama o kadar. Benim öfkem bu haltları yiyenlere. Çaldıkları her lokma zehir zıkkım olsun.

Paramızı çaldıkları yetmedi oylarımıza da göz diktiler. Dünkü deneyimlerimi burada yazdım, istersen tıkla oku. Bugün de YSK sistemine girilen oy sayılarıyla akşam fotoğrafını çektiğim tutanaktaki oy sayısını karşılaştırdım. İşte görüntüleri aşağıda.

AKP lehine 15 fark var.

AA'ya göre büyükşehir belediye başkanlık yarışında CHP ve AKP arasında yaklaşık 660.000 oy farkı var ve yine AA'ya göre İstanbul'daki sandık sayısı 32.164. Buradan kaba bir hesapla sandık başına 21 oy fark çıkıyor. Yani benim sandığımdaki 15 fark azımsanacak bir rakam değil.

Şimdi güzel kardeşim, hile ve şaibe bu kadar ayyuka çıkmışken benden hangi iradeye saygı bekleyebilirsin ki? Ortada irade yok zira, olan sadece hile ve düzenbazlık.

Bu benim problemim çünkü hakkımın yendiğini düşünüyorum. Ama aslında bu benden çok senin problemin çünkü bu benim için hak hukuk meselesi olsa da senin için bir namus meselesi. Adalet bir gün tecelli eder elbet ama namus nasıl temizlenir onu bilemem.

Dolayısıyla benden çok senin sesin çıkmalı. Savunduğun partinin aklanması benden çok senin talebin olmalı. Demokrasi bunu gerektirir çünkü.