16 Mart 2014 Pazar

Bu yazı başlıksız

...uygun başlık bulamadım

Baştan uyarayım, derin analizler yapabilecek kadar bilgim, büyük laflar söyleyebilecek kadar aklım yok. Ama geçtiğimiz hafta olup bitenler hakkında düşüncelerimi yine de paylaşacağım. Beğenmeyen okumasın.

Berkin öldü, polis memuru Ahmet öldü, Burak öldü.

Ateş düştüğü yeri yaktı.

Ancak bazı kendini bilmez densizler tutup da bu ölümleri birbiriyle yarıştırmaya kalktı. Sanki bu ölümlerden biri diğerinden daha değerliymiş gibi.

Tuttular Berkin'in fişi tam seçim öncesi kasıtlı çekildi dediler. Yok ekmek almaya gitmiyormuş da elinde sapan, cebinde demir bilyelerle eyleme gidiyormuş.

Velev ki eyleme gidiyordu. Türkiye Cumhuriyeti' nde ne zamandan beri polisler cezalandırma makamı olarak yetkilendirdi.

Burak'ın vurulmasından önce sokaktaki tüm lambalar sönüyor, daha sonra hepsi geri geliyor.

Her taraftan pis kokular geliyor, lağım fareleri bayram ediyor.

Ama şu sosyal medyanın da gözünü seveyim yahu. Feysbuk, twitter olmasaydı kim insan, kim değil anlamayacakmışız.

Bir bakan çıktı, kendi vatandaşlarına nekrofil sıfatını uygun buldu. Hakaret etmek suç kapsamına girmiyor demek ki. Yani ben de kendisine nekrofil desem suç işlememiş olacağım öyle mi? Ama ben kimseye nekrofil demem. Öyle çoğunluğun anlamayacağı hakaretler edeceğime "pis sapık" derim, herkes anlar kimin ne olduğunu.

Vatandaşlarının kelime hazinesine bir sözcük daha kazandıran azimli bakanımızın ardından, Başbakan durur mu, durmadı, durmak bilmedi. Ah bir dursa keşke. O da vatandaşlarına bölme öğretmeyi görev edinmiş kendine, ağzında sürekli "biz ve onlar".

Merak ediyorum, bu ifade kanunlar açısından suç teşkil etmiyor mu acaba? Bizim ceza kanunumuzda halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek diye bir madde var bildiğim kadarıyla.

Ama bu kanunlar ne eli palalılar işliyor, ne çalıp çırpanlara, ne kenar mahalle delikanlılığına soyunanlara.

Son günlerde çıkan kasetler falan var ya, insan diyor ki "hah artık tamam yani, bütün bunlardan sonra artık bu iktidar son bulur, destek azalır, oylar düşer". Ben de bir ara dedim. Anladım ki saf bir romantizmmiş bu.

Nasıl bir inanmışlık, nasıl bir cehalet, nasıl bir nedir ki bu, insanların kafasında en ufak bir şüphe, bir soru işareti dahi oluşmuyor.

Şüpheden geçtim, diyelim ki o kasetlerde yer alan herkes çıkıp teker teker itiraf etti, "evet bunların hepsini ben söyledim" dedi. Yine bile "yapmışsa yapmış, vardır bir sebebi" diyecekler. Diyorlar da zaten, neymiş efendim "müslüman olmayandan çalmak suç değilmiş". Bu ahlaksızlara iki çift lafım var: çalınan kimin malı olursa olsun hırsızlık hırsızlıktır. Ayrıca çalınan da Papa'nın parası değil sivri zekalı, senin benim param.

Daha söyleyecek lafım var da, sinirleniyorum, ağzım bozulacak. Ondan sonra hakaret, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek falan artık ceza kanununda ne kadar madde varsa bana işler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder