11 Mayıs 2016 Çarşamba

San Gimignano

Floransa'ya kadar gitmişken bir de zamanda yolculuk yapıp orta çağa ışınlanmak istiyorsanız sizi San Gimignano'ya alalım.

Ben bu kasabanın bütün köşelerini "şimdi karşıma Robin Hood çıkacak" diye diye döndüm. Neden bilmiyorum. Hep diyorum ya insan beyni tuhaf, çağrışım büyülü bir şey diye. Ondan herhalde.

Floransa'dan San Gimignano'ya yerel tur şirketleri ile gidebileceğiniz gibi kendi başınıza da gidebilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken tek şey Poggibonsi'de yapacağınız aktarma.

Floransa otobüs terminalinden San Gimignano'ya bilet almanız gerekiyor. Otobüs terminali ise Santa Maria Novella Tren İstasyonu'nuna yüzünüze dönüp tramvay hattının olduğu caddeyi solunuza aldığınızda tramvay hattının olduğu caddeden bir sonraki caddede oluyor. Bu tarife göre otobüs terminalini bulana ödül vereceğim.

Neyse, terminali sorarak da bulabilirsiniz. Aşağıda da otobüs tarifesini bulabilirsiniz. Saatlerin yanındaki işaretleri altlarındaki tablodan kontrol etmeyi unutmayın, her otobüs her gün yok.


San Gimignano'ya direkt otobüs yok, bineceğiniz otobüs aslında Siena otobüsü olacak ve Poggibonsi'de duraklayacak. Burada kimsenin sizi uyarmasını beklemeden aktarma yapmak için otobüsten inin. Zaten kimse de uyarmıyor. Floransa'dan aldığınız bileti de yanınızdan ayırmayın çünkü aktarma otobüsünde buna ihtiyacınız olacak.

Ben Poggibonsi'de yaklaşık 15 dakika bekledim ve toplamda 90 dakikada San Gimignano'ya ulaştım.

San Gimignano'da otobüs sizi tam şehir kapılarının önünde indiriyor. Dönüş içinse indiğiniz durakta sırtınızı şehir duvarlarına dönüp sağınızda, yolun biraz aşağısında kalan durağa gitmeniz gerekiyor. Eğer aşağıdaki manzarayı görüyorsanız dönüş otobüsü için doğru yerde bekliyorsunuz demektir:


Ben sabah yola çıkarken San Gimignano sonrasında Siena'ya gitme ya da Floransa'ya dönme konusunda karar veremediğimden otobüs biletimi tek yön almıştım. Dolayısıyla dönüş için San Gimignano'dan bilet almam gerekti.

Şehir kapısından içeri gidip dümdüz yürüdüğünüzde kilisenin de bulunduğu Piazza Duomo'ya varacaksınız. Tourist Information ofisi bu meydanda. Buradan harita ve otobüs saatleri çizelgesi temin edebilir, bilet alabilirsiniz. Ancak ofis 13:00 - 15:30 arası kapalı.

Benim de gideceğim yere karar verip bilet alışım bu saatlere denk gelince biletimi Via San Giovanni (şehrin otobüsten indiğiniz yerdeki kapısından girince sizi Piazza Duomo'ya götüren cadde) üzerinde yer alan Tabacchi'den almak zorunda kaldım. Ve bu Tabacchi'deki kadından İtalyanca bilmediğim için resmen azar yedim.

Ey bacım, sen turistik bir merkezin göbeğinde bir dükkan işletmecisi olarak bir turisti İtalyanca bilmiyor diye neden azarlarsın ki? Kadın bana İtalyanca baya söylendi, küfür bile etmiş olabilir. Ben de sinirlenip kadını "şikayet edeceğim seni" diye tehdit ettim. Etkili oldu mu bilmem. Zaten kime şikayet edeceğimi de bilmiyordum.

Ama dükkanın fotoğrafını çektim, aşağıya da koyuyorum. Eğer San Gimignano'ya gidip de bu dükkanı görürseniz sakın içeri girip de alışveriş falan yapmayın. Bilet bile almayın. Her şeyi yukarıda açıkladım işte, gidin biletinizi Tourist Information'dan alın.

Ya da girin bu dükkana, "sen Türkiye'den gelen ablamızı azarladığın için senden alışveriş yapmıyoruz" diyip çıkın. Valla hayır dualarımı alırsınız.

Tabelayı okuyamıyorsanız yazayım: duvara çakılı olanda SALI E TABACCHI VALORI BOLATI yazıyor. Gidin intikamımı alın!

Haa bir de ben Piazza Duomo'ya gelir gelmez koluma pisleyen kuşu da görürseniz sorun bakalım bana ne garezi varmış. Ya kuş gribi olsaydım?

Neyse, tabacchileri kuşları bir kenara bırakalım. San Gimignano'ya odaklanalım. Efendim bu kasaba orta çağın Manhattan'ı olarak bilinirmiş. Sebebi de kuleleri, bakın aşağıdaki fotoya ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Elbette kulelere karşı iyice arsızlaşan ben burada DA kuleyi affetmedim ve tırmandım. İşte manzara aşağıda. Bütün o basamakların her birine değdi:


Kuleye çıkmak için aldığınız bu biletle, 8.276'ncı Madonna and Child resmini görecek sabrınız varsa müzeyi de gezebilirsiniz.

Kuleyi ve müzeyi fethettikten sonra, meydana biraz soluklanmak için oturdum. Bu sırada yanıma bir turist grubu geldi. İngilizce konuşan rehberleri kasaba ve özellikle kuleler hakkında oldukça detaylı bilgiler verdi. Ben de kulak misafiri oldum.

Onlar ayrıldıktan sonra aynı yere bir Türk turist kafilesi geldi, onların da Türkçe konuşan rehberleri bilgi verdi. Aşağıda gördüğünüz fotoğrafta görülen yerle ile ilgili rehberin verdiği bilgileri aynen aktarıyorum: "İşte burası da kasabanın meydanı, orada kilise var, burada da kule. Bu kulelerden çok var zaten burada."


Hiç abartma yok, adam aynen bunları söyledi. Gruptaki bir kaç kişi soru soracak oldu, onlara da yalan yanlış cevaplar verdi. Yani ben bile daha iyi anlatırdım. Grubun yanına yaklaşıp "Verdiğiniz paraları hemen geri isteyin, bu rehber sizi kandırıyor" diyecektim ki seyahatime daha fazla heyecan katmak istemediğimden sustum.

San Gimgnano'da en az kuleler kadar meşhur olan başka bir şey daha var: şarap. Mesela şehrin kapısının hemen dışında yer alan La Sosta Sulla Francigena'da şarap tadımı eşliğinde öğle yemeğinizi yiyebilirsiniz. Manzara da işin kreması.


San Gimignano'dan karnım tok, tabacchi teyze ve kuşlara rağmen keyfim yerinde, mutlu bir şekilde ve tekrar gelmeyi dileyerek ayrıldım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder