31 Ocak 2016 Pazar

Ben feminstim!

Yeryüzünde dert edinecek, uğruna mücadele edilecek konu bol. Açlık, savaşlar, gelir adaletsizliği, çevresel konular, insan hakları, hayvan hakları, say say bitmez. Hepsine dertlen, hangi birine yetişeceksin?

Eğer hayatımı adayacağım bir konu varsa bu kadın hakları olurdu. Kadınları küçümseme, yok sayma, üstünde tahakküm kurma, psikolojik / fiziksel şiddet uygulama o kadar yaygın ki. Bilinçli yapılan eylemleri bir yana koyuyorum, pasif saldırılar daha da fazla.

Ben mesela, üniversite mezunu, büyükşehirde ikamet eden bir kadınım. Çevremdeki insanlar da üç aşağı beş yukarı benimle aynı eğitim ve sosyo-ekonomik seviyede.

Bu şartlar altında bile, çevremden kaç defa "ama sen feministsin" "suçlaması"na maruz kaldım biliyor musunuz? Resmen, açık açık ve ciddi olarak bu yüzden eleştirildim.

Evet göğsümü gere gere söylüyorum: ben feministim. Bir kadın olarak, hem de maddi / manevi donanımlı bir kadın olarak, bu kadar imkanım varken feminist olmazsam zaten benim aklıma, yüreğime, beynime, kalıbıma yazıklar olsun! Saksıda bitki olayım daha iyi.

İş yerinde herhangi bir erkekle rekabet edebilmek için, evde hizmetçi muamelesi görmemek için, ne zaman sokaklarda bulunacağıma kimsenin karışamaması için feministim.

Hadi erkekler işlerine geldiği bu düzeni sürdürmekten memnun olabilir. Ben de varlık sebebi beni pohpohlamak, bana hizmet etmek olarak tanımlanan bir cinsin varlığından memnun olurdum. (evet o kadar da yüksek ahlaklı bir insan değilim ama bunu biliyoruz zaten). Peki ya bu durumundan memnun olan kadınlara ne demeli? "İşten ne kadar geç gelirse gelsin ertesi güne 3 kap yemeğini hazır edip, kocasının gömleklerini ütülemekle" övünen kadınları duydu bu kulaklar! Bu arada kocası ayaklarını uzatıp televizyon izliyordu.

Dün gazetede okudum, Aile ve Sosyal Politikalar Banlığı kadınlar için bir takım düzenlemeler yapacakmış, kadınlar hem kariyer hem çocuk yapabilsin diye. Haberi görür görmez tüylerim diken diken oldu. Bu düzenleme kadınları iş hayatından uzaklaştırmaktan başka bir işe yarayacaksa ben de dişimi kırayım. Bu girişimler nedeniyle kadınlar işveren tarafından tercih edilmeyen iş gücü haline gelecek.

Hükümet gerçekten iyi niyetliyse, hem annelerin hem babaların hak ve sorumluluklarını düzenlesin. Anne doğum izni kullanacaksa, babanın da aynı uzunlukta babalık izni olsun. Bildiğim kadarıyla çocuk sadece annenin sorumluluğunda değil zira.

Daha can güvenliğimizi sağlayamayan devletten beklediklerime bakın hele!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder