3 Ocak 2016 Pazar

Yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl...

2015 giderayak yaptı yapacağını. Havaalanında saatlerce bekleyip yine de uçamayanlardan iki tanesi bizdik.

Yeni yıla İzmir'de girme hayallerimiz suya düştü. Çok direndik, inancımızı yitirmemeye çalıştık, sebat ettik, ama olmadı.

Önce 7'deki uçağımızın iptal olduğu haberini aldık. Umudumuzu yitirmeden, üstün ikna yeteneklerim ile 20:35 uçağına önce yedek sonra asıl yolcu olduk. Ve başladık beklemeye. Dedim ya direndik diye.

Saat 10 civarlarında, hala havaalanında beklerken iki görevliyle tanışıp arkadaş oldum. İsimlerini hatırlamıyorum şimdi ama buradan yeni yılları tekrar kutlu olsun.

Onlardan aldığım bilgilerle uçağın en az 2 saat daha kalkamayacağını, sonrasının bilinmez olduğunu öğrenince dedik ki bu kadar yeter, bari evimize gidip 2016'yı orada karşılayalım.

Eve gelip kendimize küçük soframızı hazırladık:


Bu arada havaalanında tanıştığım yeni arkadaşlarımdan uçakların soğuk havalarda donmamak için yıkanma sırasına girdiği, gecikmelerin bir kısmının bundan kaynaklandığı, pistte uçakları çeken araçlara pushback dendiği, bu gibi karlı havalarda 60 tonluk pushback'lere ihtiyaç olduğu, bunların sayısının Sabiha Gökçen'de az olduğu, gecikmelerin bir kısmının da bundan kaynaklandığı, yoğunluk nedeniyle havaalanı personelinin vardiyasının karıştığı, 3'te çıkması gereken vardiyanın 11'de çıkabildiği gibi bir sürü de detaylı bilgi öğrendim.

Teşekkür ederim.

Bu arada havaalanında geçirdiğimiz süre o kadar da kötü değildi. İş yerimden 3 arkadaşım ve beyimle lounge'da alternatif yılbaşı partimizi yaptık, güldük, şarapları götürdük. Tek eksiğimiz kuru yemişti. Lounge'lara kuru yemiş konmasını talep ediyorum.

Kar yağışı hala devam ediyor. 3 gündür evden burnumuzu çıkarmadık. Bu süre zarfında 3 film, 19 bölüm dizi, iki paket çekirdek, bir kutu çikolata tükettik.

Neyse 2015 tüm aksilik, terslik, sevimsizliğiyle geride kalmış olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder