28 Eylül 2015 Pazartesi

Suç duyurusu

Bugünlerde sosyal sorumluluk damarım kabardı. Gerçi kafanı ne tarafa çevirsen damarını kabartacak bir şeylerin eksik olmadığı bir ülkede, şaşılacak bir şey diil.

Suç duyurusu nasıl yapılır bilmiyorum, hiç yapmadım. Sanırım adliyeye falan gitmek gerekiyor. Yüz karası bir tembel olduğumdan ben buradan yazacağım, umarım bir savcı falan okur da gerekeni yapar.

Şikayetim şu meşhur evlenme programlarından. Beni bilen bilir, televizyonu bir yüksek öğretim kurumu olarak görmem, eğlence kutusu son tahlilde. Genel olarak böyle programlarla bir sorunum yoktur, hatta izler eğlenirim. Bazen kendini gülünç duruma düşüren insanların adına utansam da kısa sürer, yüksek ahlaklı bir insan olmadığımdan biraz utanır sonra güler geçerim.

Lakin bayramın birinci günü tanık olduğum sahneyle ilgili kamuya şikayette bulunmak isterim.

Dediğim gibi konumuz evlenme programı. Hani kendine eş arayan hanfendiler ve beyfendiler bardak gibi diziliyorlar, aradıkları kriterleri sıralıyorlar, sonra bunların talipleri geliyor, elektrik alırlarsa önce çay içmeye sonra yemeğe falan gidiyorlar. Elektriğin şiddetine göre olay şekilleniyor.

Bu arada, bu tip programların müdavimlerinden öğrendiğim kadarıyla kriterler oldukça çeşitlenmiş ve renklenmiş. Misal, son zamanların popüler kriterlerinden biri yeşil pasaportmuş.

Valla, müstakbel eş adayında ne ararım diye kırk yıl düşünsem pasaport konusu aklıma gelmez. Bi de seyahat etmeyi o kadar severim. Asla seyyah olamayacağımı zaten anlamıştım da, ticaret kafası da yok bende.

Neyse, konumuza dönelim. Evlenme programında adaylardan biri, erkek olan, daha önce kendisine talip olan bir kadın hakkında "dolandırıcı, paramı çalmaya çalıştı" diye iddialarda bulunmuş. Artık doğru mu değil mi bilemem ama sonra ne olduysa olmuş adam pişman olmuş, bir demet gülle kadından özür diliyor.

Kadın, haklı olarak kabul etmiyor. Adam ısrar ediyor.

Buraya kadar sorun yok. Ancaaak ısrarlar öyle bir hal aldı ki, adam ulu orta tehditlere başladı "şimdi olmasa bile 10 yıl sonra benim olacaksın, mecbur özrümü kabul edeceksin"

Kadın baskıdan sıkılıyor, sinirleniyor; adamın umurunda değil, devam ediyor. Aynı anda orkestra fonda neşeli bir müzik çalmaya başlıyor, programın sunucusu dahil stüdyodaki tüm konuklar kahkahalarla gülüyor.

İşte tam bu noktada benim sinirler zıpladı. Bir kadın bir adamı istemediğini açık bir şekilde ifade ediyor gel gör ki kimsenin umrunda değil.

Bir kadın hayır diyorsa hayırdır. Bunu karikatürize ederek, ısrar ve hatta tehdit eden adamı sempatikleştiremezsiniz. "Hayır ben seni istemiyorum" diyen kadını sokak ortasında vuran adam bundan destek alıyor.

Kadına karşı şiddeti normalleştiremezsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder