19 Eylül 2015 Cumartesi

Sakız'ın Gözyaşları

Hani demiştim ya seyahat ettiğim yerlerde oralarla ilgili kitaplar okumayı çok seviyorum ama seçemediğim için kitap alma işinin suyunu çıkarıyorum diye. Aldığım kitaplardan birini okumak daha yeni kısmet oldu. Can Eryümlü'nün yazmış olduğu Sakız'ın Gözyaşları:

Aslında bir mimar olan ancak 4 roman ve 3 çevirisi olan yazarımızın kahramanı Fatih de bir mimar.

Bu arada, meslek edindiği konu dışında bir konuda neredeyse uzmanlık derecesinde derinlemesine bilgi sahibi olan insanlara hayranlık duyuyorum. Yapmak zorunda olduğu için değil, sırf kendi isteği için yaptığı şeyi bu kadar iyi yapan herkese hayranlık duyuyorum.

Kitaba dönecek olursak, bana göre 3 ana bölümden oluşuyor: Sakız hakkında bir rehbermişçesine bilgiler içeren ilk bölüm, bir macera romanıymışçasına heyecanı doruğa çıkaran ikinci bölüm ve bir tarih kitabı okuyormuşçasına bilgiler içeren üçüncü bölüm.

Özellikle kitabın ilk bölümlerini okurken, "keşke Sakız'dayken bu kitabı okusaymışım" diye oldukça hayıflandım. Sakız'ı bir mimarın gözünden okumak çok keyifliydi.

Yunanlıların Türkleri nasıl algıladığı ve Türklerin Yunanlıları nasıl algıladığıyla başlayan kitap - ki bu algıların olumsuz olduğunu söylememe gerek yok -  ilerleyen bölümlerde güçlü devletler tarafından bu algı yönetiminin nasıl yapıldığı üzerine odaklanıyor. Tarih yazımının nasıl senaryo yazımına dönüştürüldüğü, tarihi bilmenin ve iyi anlamanın gerekliliği ve önemi vurgulanıyor.

Tarih gerçekten tekerrürden mi ibarettir yoksa bizler gerçekte neler olduğunu anlayamadığımız için mi aynı şeyleri tekrar tekrar yaşamaya mahkumuz?

Bu açılardan bakıldığında çok severek ve beğenerek okudum bu kitabı. Öte yandan bir kaç eleştirim de olacak.

Neredeyse azılı bir Türk düşmanı denebilecek Giannis'in dönüşümü inandırıcılıktan uzaktı. Hayatı boyunca öğrendiği her şeyin o kadar da doğru olmadığına 1 ayda ikna olmanın mümkün olmayacağını düşünüyorum.

İkinci olaraksa, tarih kitabı okuyormuş hissine kapıldığımı ve Giannis'in konuşmasıyla başlayıp Fatih, Thanasis, Peter ve iki kardeşinin konuşmalarıyla devam eden üçüncü bölüm çok değerli bilgiler ve bakış açıları içeriyordu. Ancak kahramanlarımızın, özellikle Thanasis, Peter ve kardeşlerinin kitapta bunları sunuş biçimi benim gözümde bir okul müsameresi gibi canlandı.

Son olarak Fatih'in iç konuşmalarında ve radikal dinci Şevki ile tartışmalarında kullandığı dili biraz fazla didaktik buldum.

Bütün eleştirilerim bir yana, resmi tarihin dışında bir bakış açısı sunan, günümüz siyasetine eleştirisini esirgemeyen ve gerçekten okumaktan çok memnun olduğum bu kitabı okumanızı tavsiye ederim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder