2 Şubat 2014 Pazar

Sushimoto

Efendim biz küçükken annem ben ve kardeşimin suşisini asla ihmal etmezdi, günde en az bir öğün. İşte bu parlak zekamı küçükken lüplettiğim suşilere borçluyum.

Şaka bir yana bu suşi zımbırtısını ilk yediğimde sevmediğimi hatırlıyorum da sonra nasıl oldu da beğenmeye başladığımı hatırlayamıyorum. Hatta bir kaç sene evvel Londra seyahatimden dönerken havaalanına erken gitmiştim de karnım acıkınca bir suşi-bar'a girmiştim.

Sistem şöyle işliyordu: büyük oval bir masanın ortasında sürekli dönen bir bant var, bu masanın çevresine oturan müşteriler bantın üzerinde dönen tabaklardan istediklerini seçiyor. Değişik renkli tabaklarda değişik cins suşiler var, sonunda bitirdiğinde önündeki tabak renk ve sayısına göre hesap çıkıyor.

Tabak sayısını hatırlamıyorum ama tüm Londra seyahatim boyunca en fazla yemek ücretini burada ödediğimi hatırlıyorum. Hem havaalanı olmasından hem de aldığım çok fazla sayıdaki tabaktan dolayı. Neden çok tabak aldım peki? Çünkü sadece görünüşlerine göre seçiyordum, neyin ne olduğunu bilmiyordum. Dolayısıyla aldıklarımın bir kısmını yiyemeden sadece denemiş olmuştum.

O günden bugüne köprünün altından çok sular aktı, artık bir suşi uzmanı olmasam da en azından sevdiklerimin ismini biliyorum, isimlerinden neyin içinde ne olduğunu az çok tahmin edebiliyorum.

2012 sonlarında Armutlu'da yeni bir suşici açıldı, Sushimoto. Hem menüsündeki değişik suşilerden dolayı hem de bulunduğu semt itibarıyla üstünde çok yazıldı, yazılıyor. Bir de duyduğuma göre güzide sanatçılarımız ve oyuncularımızın da tercih ettiği bir mekanmış.

Nihayet dün akşam biz de bir denetim yapalım dedik. Öncelikle belirteyim ki biz gittiğimizde ünlü yoktu. İkinci olarak söylemem gereken şey personelin çok kibar olduğu. Medeniyet, nezaket, görgü kurallarıyla falan hiç bir derdim yok, ama konuşmalar böyle "evet efendim, sepet efendim" çizgisine kayınca bende de ufak rahatsızlık başlıyor.

Yaa evet, sorun bende, geçelim.

Geniş bir menü var, tabii ki hepsini denemek mümkün değil, biz 5 farklı çeşit denedik. Menüdeki adlarıyla sebass tiradito, seared scallop, tiger prawn special, sushi ball ve california roll.

Öncelikle belirteyim ki denediğim her şeyi tavsiye ederim. Sebass tiradito, trüf yağı ile tatlandırılmış levrek carpaccio idi. Tam gurme yazarı gibi oldum, asıl şimdiki cümleye bakın: seared scallop karamelize soğan yatağında sunulan deniz tarağı idi. Gaza geldim, gurme cümlesi diye de soğanlar için yataktan ziyade yorgan demek daha doğru, yani üstteydi. Karamelize soğan dediğim de cips haline getirilmiş soğanlardı. Kişisel fikrimdir ama ben bu tabağa soğanı pek yakıştıramadım.

Tiger prawn special ise çiğ balık yiyemeyenlerin tercih edebileceği, porsiyon olarak da doyurucu bir tabak. Kızarmış bir jumbo karides roll haline getirilmiş, dışındaki roll da kızarmış. Hem içinin hem dışının kızarmış olması nedeniyle suşi konseptine göre ağır olsa da lezzeti yerinde.

Sushi ball ise adından da tahmin edilebileceği gibi üzerine özel bir sos dökülmüş somonla kaplanmış pirinç topları şeklinde sunuluyor. California roll ise batı stilinde sunulan suşi klasiği.

Daha önce dediğim gibi ben yediğim her şeyi beğendim ama suşiyle arası olmayan beyim "tamam işte yedim, ama bir daha yemem" diyerek konuyu özetledi.

Tabii ki de suşi yemenin en meşakkatli unsuru olan çubuklarla imtihanım da her zamanki gibi zorlu geçti. Ancak bu sefer destek aldım. Çubuklara yukarıdan takılıp aralarındaki mesafeyi sabit tutarak sadece ucunu kıstırmaya yarayan bir aparat varmış, ben ilk defa gördüm şahsen. Bu aparattan kullandık, çubuklarla yemek hayli kolay oldu bu sefer.

İlk defa çubuklarla yemeyi deneyen beyim ise çubukları eline alır almaz "yaaa aslında bunlara şöyle şöyle bir aparat yapacaksın" diye mekanizmayı bana anlatmaya başlamıştı bile. Söylememe gerek bile yok, cin fikirlidir kendisi.

Özetlemek gerekirse, eğer suşi seviyorsanız Sushimoto'yu kesinlikle denemenizi tavsiye ederim. Özellikle menüde moto style adı altında sunulan çeşitler gerçekten değişik.

2 yorum:

  1. Çengelköy'de de harika bir suşici var, oraya da beraber gidelim havalar şöyle bahar olduğunda.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gidelim valla pek memnun olurum. Beyim de şaka maka alışmaya başladı susiye sanırım.

      Sil