27 Şubat 2014 Perşembe

Kariyer Hedefim: Ev Kadını Olmak

Daha önceden hayalimdeki mesleği tariflemiştim değerli okuyucularım için, merak eden varsa buraya tıklayabilir. Yani illa çalışmak zorundaysam böyle bir iş yapmak isterim ama iş görüşmelerinde, performans değerlendirmelerinde falan "kariyer hedefiniz nedir, x yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz" tipi sorular vardır ya. İşte benim bu soruya yanıtım fikstir: "kendimi evde görüyorum". Tabii ki de bunu iç sesim söyler, dış sesim daha profesyonel bir şeyler zırvalamaya çalışır.

Şimdi evrenden ne istesem vermek gibi bir huyu var sağ olsun, o yüzden şu "evde olma" kısmını biraz daha netleştirmek istiyorum, sonra işsizler ordusuna katılmak zorunda kalmayayım.

Sevgili evren, ben para için çalışmak zorunda kalmayacak kadar çok param olsun, sağlığım nedeniyle çalışamıyor olmayayım istiyorum. Tamamen paşa gönlümün tercihi sonucu evde olmak istiyorum. Ben evde olayım ama evde başkaları da olsun istiyorum. Mesela evin işlerini gören bir yardımcı. Ben de gönlümce aylaklık yapabileyim.

Oooooohhhh dolce vita!

Hayal çok güzel değil mi? Ancak çevremde bir çok kişi "şimdi sana böyle hayaller tatlı geliyor ama çalışmaya alışmışsın, sıkılırsın" diyor. Kesinlikle eminim ki sıkılmam, kendimi oyalayacak bir şeyler illa bulurum. Boş kalsam da yapsam dediğim o kadar çok şey var ki.

Ama diyelim ki yanılıyorum, sıkılıvereyim yaaa, nooolcak, rahat batsın, aylaklıktan rahatsız olayım. Canıma minnet.

Tam 14 senedir çalışıyorum. (tam değil ama şimdi buçuk falan karıştırmak istemedim) Bu süre büyüklerimize az gelebilir ama benim de şu fani ömrümün % 40'ı yapıyor efendim.

Bütün ömrüm boyunca uykuda geçirdiğim sürenin tamamından daha fazla yıl ediyor bu.

(Kaba bir hesapla yaşadığım süre boyunca yaklaşık 100.000 saat uyumuşum. Bir yıl 8.760 saat ediyor, yani benim ömrüm boyunca uykuda geçirdiğim süre bile hepi topu 11 yılcık)

Dolayısıyla gönlümce aylaklık yapmayı çoktan hak ettim bence.

Bütün bunları neden yazdığıma gelince. Geçtiğimiz haftaki tatilimizi küresel ısınmanın sebep olduğu hava muhalefeti nedeniyle erken bitirmek zorunda kalınca İstanbul' da aylak aylak değerlendirebileceğimiz iki güne sahip olduk.

Ben bu kadar aylaklığa özenen bir insan olayım, sonra da böyle 2 gün bulunca iki ayağım bir pabuca girsin, ay naaapsak, nasıl değerlendirsek diye. Yapacak bir şey bulamadığımdan değil, yapmak istediğim o kadar çok şey var ki en güzel programı yapayım diye.

Neredeyse heba oluyordu güzelim günler de günü kurtardık sonunda. Onu da başka zaman yazarım artık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder