10 Şubat 2014 Pazartesi

Hatasız kul olmaz

Eninde sonunda hata yapacaz, kaçış yok. Önemli olan bu hatalardan ders alıyor muyuz, aynı hatayı tekrarlıyor muyuz falan filan.

Buna rağmen "Hatasız Düşünme Sanatı" kitabını okumadan edemedim. Yazar Rolf Dobelli, çeşitli kararlar alırken en sık yaptığımız 52 hatayı derlemiş toplamış. Okuması çok kolay, sıkmıyor, hızlıca akıyor.

Şimdi 52 maddeyi buraya sıralamayacağım, hem ben sıkılırım, hem siz sıkılırsınız, hem de telif hakkı falan ihlal ediyor olabilirim. Zaten bence 52 tane konu da zorlama olmuş, aynı şeylere farklı isimler verilmiş, bana kalsa 20'ye bağlardım bu işi.

Ama kitabı okuyunca şunun bir kere daha farkına vardım ki yanlış kararlar almaktan kaçınmak mümkün değil. Bir kere safi mantıktan oluşan yaratıklar bile olsak - ki değiliz - doğamız gereği birbiriyle çelişen isteklerimiz nedeniyle verdiğimiz kararların hatalı olması kaçınılmaz.

Mesela kitapta bahsedilen 52 sebepten bir tanesi sıfır risk alma eğilimimiz olarak anlatılmış. Gerçekleşme ihtimali çok küçük de olsa bir risk varsa seçimimizi sıfır risk olan alternatiften yana kullanıyoruz, ama bu alternatif en doğru seçenek olmayabilir diyor yazar. Olasılıkları iyi hesaplayın ve gerekiyorsa ufak riskleri alın diyor, en azından ben böyle anladım.

Daha ileriki bir bölümde ise tam tamına şu cümleler yer alıyor "Kötü iyiden güçlüdür. Olumsuz şeylere olumlu şeylerden daha hassas tepki veririz." Bu tespiti yapmış birinin yukarıdaki paragraftaki gibi risk alın diye önermesi değnek olayını aklıma getiriyor. Hani şu iki ucu olan.

Amaaaan neyse, kitap hayatın anlamını vadetmiyor sonuçta. Bu kitabı okuduktan sonra bir anda aydınlanma yaşamayı da beklemiyordum zaten. Ama aşağıda gördüğünüz gibi bayağı çalışarak okudum kitabı. En azından artık mümkün olduğunca "hımmm muhtemelen şu anda yanlış bir karar vermek üzereyim, dur bakayım bir daha düşüneyim" diye iyice ölçüp biçmeye çalışıyorum. Modern zamanların tabiriyle farkındalığım arttı.


Tabii kitabı okurken de hata olarak nitelendirilen durumların pek çoğunu yaptığımı da fark ettim. Bir kısmının hata olduğunu bilip engel olamadan yapıyorum. Mesela batık maliyet olarak adlandırılan "zararın neresinden dönülse kardır" meselesi. Ben zarardan zor dönüyorum, doğama aykırı. Yanlış olduğunu biliyorum ama engel olamıyorum. 

Bir de ben gelişimimi tamamlayamamışım anacım, fiziksel değil zihinsel olanı. Hala avcılık ve toplayıcılık döneminde yaşadığımı sanıyorum. O dönemdeki atalarımız böyle vahşi hayvanlarla falan haşır neşir olduğu için tehlike sinyali aldıklarında "savaş ya da kaç" yapıyorlarmış ya ama şimdi modern insanın araya "bir dur düşün" aşamasını alması gerekiyormuş. Lakin ben çoğunlukla karar alma haklarımı "savaş ya da kaç" seçenekleri arasında yoğunlukla da savaşma yönünde kullanıyorum. 

Çok yıpranıyorum çok.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder