5 Eylül 2013 Perşembe

Akşamlar olmasıııınnnnnnn amaaaaannnnn

Hafta içi sabahları 7'de kalkarım. Tartılır tartılmaz iki bardak su, evden çıkmadan da muhakkak bir bardak yeşil çayımı içerim. Saat 8:30'da kahvaltımı yaparım. Menü genelde aynıdır: iki dilim tam buğday ekmeği, peynir, 5 zeytin ve domates.

Bazen değişiklik olsun diye iş yerindeki kafede kepekli sandviç yaptırırım. Bu  aslında büyük bir sınavdır benim için. Sandviçimi, fırından yeni çıkmış, mis kokulu simitlerin yanında yaptırırım. O simitler, isteyene arasına konmuş peynirlerle mis gibi kokarak gözümün önünden diğer müşterilere gitse de asla baştan çıkmam. En fazla önümden geçen simitleri koklar yine de sandviçimi alır çıkarım.

Saat 11 civarları bir bardak yeşil çay içer ara öğünümü yerim. Ara öğünüm kimi zaman bir porsiyon meyve, kimi zaman da 2 kuru erik/kayısı eşliğinde 2 ceviz içi ya da 10 fındık falandır.

Öğle yemeğinde bir tabak sebze ya da etli yemek yanında 1 kase yoğurt, bir kase de marul salatası yerim. Salatamı kim zaman kırmızı lahana, bazen havuç, çok nadir olarak da 1 kaşık kısır ya da patates salatasıyla çeşnilendirir bol limonla yağsız yerim. Asitli içecekler, meyve suyu asla içmem. Yemeğin yanında illa bir şey içeceksem ayran, maden suyu çok nadir de şalgam suyu tercih ederim. Tatlıya elimi sürmem.

Öğleden sonra 3 civarı bir bardak limonlu çay eşliğinde biraz hovardalık yapıp 4 tane light bisküvi yerim. 5 civarı da son bardak yeşil çayımı içerim. Sabah 9'dan itibaren her saat başı bir bardak suyumu muhakkak içerim. Gün içinde kahve içmem.

Hafta sonları yemek konusunda daha esneğimdir. Hele ki tatildeysem ne istersem yer içerim. Özellikle hamur işini asla kaçırmam. Maksat metabolizmayı şaşırtmak. Son tatilimizde koca bir tabağın yarısını pilav yarısını makarnayla doldurup yemişliğim de vardır. Midem "noooluyor bana?" demiştir eminim.

Hafta sonu ve tatil kaçamaklarını çıkartırsak, çok çok nadir kaytarsam da yukarıdaki yemek programına sıkı sıkıya uyarım.  Ammmaaaaa saat 5' ten sonra içimden başka biri çıkıyor. Asla doymayan bir canavar. Resmen midem gurulduyor yahu.

Gün içinde yediklerim yetmiyor diycem ama bilim diyor ki benim yaşımda, kilomda ve hareket düzenimde birinin bu şekilde doyması lazım. Zaten gün içinde açlık çektiğim olmuyor. Ama saat 5 oldu muydu bir ben çıkıyor benden dışarı. Açlık ama zararlı şeylere açlık duyuyorum. Mesela cips, kraker, bisküvi tarzı aburcubur yemek istiyorum.

"Şöyle bir paket kraker alayım 3-5 tane ağzıma atayım, açlığımı bastırsın" olayını da beceremiyorum. Bir paket varsa onu bitirene kadar rahat edemiyorum. Paketi açıyorum, 3-5 tane yiyorum, sonra yemeyeyim diye paketi her tarafından sıkı sıkı zımbalayıp çekmeceye kilitliyorum. En fazla 7 dakika durabiliyorum. Evet ölçtüm. O paket orada durduğu sürece bana huzur yok. "Yesem mi, yemesem mi, yesem noolur ki" diye düşünmekten hiç bir şeye konsantre olamıyorum. Sonunda "amaaaaan bir daha mı gelecem dünyaya" deyip (böyle de rasyonalize ederim) paketin tamamını bitirmeden huzur bulamıyorum.

Bu krizi atlatırsam akşam 10'a kadar rahatım. Benzer bir kriz saat 10-11 arası da geliyor. Halbuki akşamları saat 7'de yemeğimi yiyor, eğer spora gitmiyorsam 2 saat kadar sonra bir porsiyon meyvemi de yiyorum. Ama saat 10 oldu mu başlıyorum mutfak kedisi gibi dolanıp yiyecek bir şeyler aranmaya. Bu saatlerde irademe yenik düşersem gelsin tırım tırım vicdan azapları. Sırf yemek yememek için saat 10'da uyumaya gittiğimi bilirim.

Ben olmak çoğu zaman eğlenceli olsa da bazı zamanlar çok zor gerçekten.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder