29 Aralık 2013 Pazar

Edeb ya hu!

Bu günler malum, genel gidişat herkesin canını sıktığı kadar benim de sıkıyor.

Camları, kapıları açıp "hırsız vaaaaaar" diye bağırasım geliyor. Bir faydası olacağına inansam hiç çekinmeden yaparım da. Ama maalesef yüzüne tükürene "Ya rabbi şükür" diyecek tıynette insanların suratına karşı "hırsızsın sen" desen ne fayda.

Ayakkabı kutuları havada uçuşuyor, para sayma makineleri günlük yaşamın parçası olmuş.

Onlarca polis müdürünü görevden al, uygun gördüğün müfettişleri görevlendir, akabinde istifa et.

İnsanda istifra etme isteği uyandırıyor.

Yukarıda herkesin canını sıkıyor dedim ama yanlış oldu. Bu durumdan zerre kadar rahatsız olmayan bir güruh da var. Bu ne aymazlık mı demeli, pişkinliğin bu kadarına da yuh olsun mu? Gözünün içine baka baka cebindeki parayı çalan adamın izinde olmaktan gurur duyan bir kitle. İnanması güç. Hangi adamdan bahsediyorsun, neyin izindesin sen kardeş. Bunu diyen adama bozacının şahidi şıracı demezler mi?

Yedirmezlermiş! Kardeş rüşveti yiyen yemiş zaten, sen istediğin kadar yedirmem de yedirmem diye kendini parala, ne fayda.

Dik dur eğilmeymiş! Dik durmak kenar mahalle delikanlısı olmaya benzemez. Başın sıkışınca "bu işler hep başkalarının başının altından çıkıyor, komplo var, büyükelçi gitsin" diye buyur, sonra gelen ilk ayarda ağız değiştir.

Her zenginliğe bok atmak da doğru değil ama atalarımız da doğru söylemiş hani. Çok laf yalansız, çok mal haramsız olmaz.

Daha söylenecek çok şey var da, üslup bozulmaya başlıyor, tek laf edeceğim: edeb ya hu!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder