20 Haziran 2016 Pazartesi

Üç Silahşörler

Sene 1996. Ben Anadolu'nun bağrından kopup İstanbul'a gelmiş çömez bir üniversite öğrencisi. Tamam Anadolu'nun bağrı falan değil, bir sahil kasabası diyelim.

Okul cennet gibi, her şeyin bir kulübü var. Kendime uygun olanı seçiyorum: dans kulübü. Dans derslerine gidip geliyorum, bir de kıdemliler grubu var. Havalı olanlardan. Hasbel kader bu grupla tanışıp kaynaşıyorum.

Yurtta kalıyorum o sıralar. Kulüpten de yurtta kalanlar var. Bir akşam üzeri kızlardan biri geliyor, "kulüpteki kızlarla HS'nin evinde pijama partisi yapacağız, gelir misin" diye soruyor. Gitmem mi, giderim tabi.

O akşam efsane bir pijama partisi yapıyoruz. Ama asıl efsane HS ile benim arkadaşlığımın başlaması oluyor.

Derken sene oluyor 1999 ve HS mezun olup bir işe giriyor. Benim öğrencilik devam, lakin yazın yurt kapanınca HS'nin evine konuk oluyorum, yazımızı geçici ev arkadaşlığı ile geçiriyoruz. Bu sırada HS bir akşam eve birini getiriyor, iş arkadaşıymış, veeeee perde: OKHOK sahne alıyor.

İşte bizim dostluğumuz böyle başlıyor. Onca yıldan sonra 3'ün 5'in lafı olmaz, 20 yılı devirdik neredeyse.

Bu yıllar zarfında zaman zaman başka arkadaşlar girdi çıktı biz hep öyle durduk, zaman zaman kendi dünyalarımıza daldık döndük yine birbirimizi bulduk. Geçen yıllar boyunca tüm önemli anlarımda hep yanıbaşımda oldular, varlıkları güç verdi bana.

Gel gör ki her zaman gül bahçesi değil hayatımız. Ama her zaman kendimiz gibi, olduğumuz gibiyiz birbirimizin yanında. OKHOK çok güzel ifade etmişti bunu: "sizinleyken başka bir şey olmama gerek yok, sadece kendim olabiliyorum." Aynen öyle.

Yaaa böyle çok şirin bir yazı oldu ama iki şey var söylemeden geçemeyeceğim.

Birincisi, neredeyse 20 seneyi devirdik, ama bu ikisi bana hala ısınamadılar, böyle bir sevemediler beni. Neden bilmiyorum. Öyle işte. OKHOK HS'ye mesaj atar hem de ortak vatsap grubumuzdan: "akşam şuraya bir konsere gideceğim, öncesinde buluşup bir şeyler içelim mi?" HS, OKHOK'u arar telefonda uzuuuun uzuuuun danışmanlık hizmeti verir, sonra buluştuğumuzda "Geçenlerde konuştuğumuz konu vardı ya" diye bir de orada açarlar konuyu. E benim haberim yok derim, hııı biz onu telefonda konuşmuştuk derler. Böyle sürekli bir gizli işler çevirme şeyleri!

İkincisi de beni bir yok saymalar, yine sebebini bilemediğim. Mesela bir örnek: Sene 2004 ya da 2005. Ben SDİ oldum. Çok nadir görülen bir hastalık. Benden başka yakalanan var mı bilmiyorum. Salaklığa Dayalı İshal. Gece OKHOK yanımda kaldı, sabah işe gitmesi gerek. Ama ben o kadar hastayım ki yataktan çıkamıyorum. Bu böyle yatarak geçecek değil, ben hastaneye gideyim bari dedim ama hastaneye gitmek için taksiye bile binebileceğimden şüpheliyim. HS'yi aradım, gelsin de beni hastaneye götürsün diye. Telefonu açtı, beni zar zor konuşurken duyunca bir heyecan, bir panik, tam ilgisinden gözlerim yaşaracaktı ki "OKHOK'A BİR ŞEY Mİ OLDU YOKSA!" diye bizimki feryat figan.Yahu arayan benim, telefonda konuşamayan benim ama OKHOK'a bir şey olmuş! Allah'tan sesimi çıkaramayacak kadar hastaydım.

İşte biz böyle böyle seneleri devirdik. Daha nicelerini de deviririz inşallah. Eninde sonunda ısınacaklar bana, kaçarı yok. Ne olursa olsun, bir yılbaşı akşamı muhabbetinde beyime de söylediğim gibi "Onlar benim çeyizim"

2 yorum:

  1. Ah ben daha sana ne diyim, derdimi kimlere anlatayım, ne yapayım da seni inandırayım daha da bilmiyorum! Sana sevgimizi dağlara, taşlara mı haykırmadık, ortak vatsap grubumuzdan sana deli divane mesajlar mı atmadık, her zaman seni başımızın üstünde mi tutmadık ama yine yaranamadık, yine yaranamadık! Artık sevgimizi, hasretimizi nasıl ispat etmemiz gerekiyor bilmiyorum ama ahan da buradan tüm takipçilerine seni şikayet ediyorum! Bu desindes hamfendi bize böyle bir gizemler yapar, ortak vatsap grubumuzda bile yazmaz falan, bi yere çağırırız yapıştırır hemen "programıma bakmam lazım"'ı, sürekli bi gizem, sürekli bi coolluk ama sonra ilgisiz, sevgisiz olan biz oluruz. Çeyiziz ama bizim de sevgiye ve ilgiye hasret birer kalbimiz var, acı bize biraz zalım!

    YanıtlaSil
  2. Yok yok 20 sene oldu ama ısınamdanız siz bana hala...

    YanıtlaSil