22 Aralık 2015 Salı

Prag'da Yeme İçme

3 günlük gezi programından sonra sıra geldi Prag'da yeme içmeye.

Prag'da yediğim ilk şeye bayıldım. Tabii ki de zararlı bir şeydi. Kızartma. Aşağıda gördüğünüz kızarmış hamurların üzerine sarımsak sürülüp ketçap ve peynir konuyor. Yemeye doyamazsın. Adı Langosch diye yazılıyor, Langoş okunuyor. 

İlk gittiğimiz gün bu enfes lezzetle tanıştık ya ertesi günkü şehir turunda rehberin "Çek yemekleri yediniz mi?" sorusuna havalı havalı evet diye atladım, Langoş dedim. Pehhh, Macar mutfağındanmış, nereden bileyim. Pek güzeldi.

İkinci sokak yemeğimizin de kökenleri konusunda şüpheliyim ama çok da umurumda değil. Trdelnik. Hamur  bir silindire sarılıp kızartılıyor, sonra üstüne şeker, ceviz, çikolata gibi tat vericiler dökülüyor. Pişerken işte şunun gibi görünüyor:


Bir akşam geleneksel Çek yemekleri yiyebileceğimiz bir restorana gidelim dedik. İnternetten U Sadlu diye bir restoran bulduk. İçerisi bir orta çağ kalesi gidi dekore edilmiş, duvarlarda zırhlar, tuğla örme duvarlar, az aydınlatma...

Yemeklere gelecek olursak porsiyonlar kocaman, tabaklarımızı bitiremedik. Aşağıdaki fotoda arkada gördüğünüz tabaktaki Çek usulü gulaş, öndekinin adını hatırlamıyorum. Öndeki tabakta etin üstünde gördüğünüz yuvarlak şey limon dilimi, üstünde krema gibi bir şey, onun üstünde de reçel vardı. Yanında da bol ekmek, sos da portakallıydı sanırım. Değişik bir yemekti.


Çek yemekleri beni pek açmadı, ama makarnaya nerede olursam olayım hayır demem. Prag da bile. Koşa koşa Pasta Fresca'ya gittik. İtalyan restoranı. Makarnalar enfes. Kendimi kaybetmişim, foto bile çekememişim. Gidip kendiniz görün. Ispanaklı tagliatelle'i denemeden gelirseniz küserim. Tiramisusu için de çok iyi yorumlar vardı ama bence pek numarası yok. (Gerçekten güzel bir tiramisu yemek isterseniz buraya tıklayıverin )

Bir de kafe önereyim. Yiyeceklerin kalitesinde pek bir numara yok ama ambiyansı için gidip yanında bir dilim pastayla bir fincan kahve içilir: Kavarna Obecni Dum. İçeri girdiğinizde başka bir dünyaya ışınlanmış gibi oluyorsunuz: yüksek tavanlar, büyük avizeler, zarif süslemeler... Başka bir yer işte.


Prag'da elbette bira içilir. Gittiğiniz her yerde yerel biralar olacaktır, lakin bir oturuşta değişik değişik bir sürü bira tadayım derseniz istikamet Prague Beer Museum. Yooo bira içeceksiniz diye sizi kandırıp müzeye yollayacak değilim, adına kanmayın müze değil burası. 30 çeşit bira deneyebileceğiniz, yanında bir şeyler de atıştırabileceğiniz bir bar. İşte ballı birayı burada tattım, bayıldım. Benim ballı dediğime bakmayın, gerçek bira uzmanları "burunda hafif bir bal aroması hissettiriyor" gibi biraz daha teknik bir şeyler söylüyor. Yolunuz düşerse deneyin, zaten 15cl'lik deneme bardakları var.


Bir de uyarı, Prag da bir çok restoran / bar / kafede sigara içilebiliyor. Sigara içen birisi olarak bunu ilk duyduğumda "Yaşadık!" desem de kazın ayağı öyle değilmiş. Sigara içiliyor ama havalandırma yok. Bu tatil dönüşünde tüm kıyafetlerimle birlikte kendimi de çamaşır makinesine atıp köpük köpük yıkayasım geldi. Başka türlü o kokudan kurtulamayacağımı sandım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder