23 Nisan 2015 Perşembe

Bugün 23 Nisan...

... neşe doluyor insan da geçmişte tüümmmm 23 Nisan'larımın bu kadar neşeli olmadığını söylemem lazım.

Çocukluğumda intihara meyilli bir velettim. Psikolojik sorunlardan falan bahsetmiyorum. Zaten ben çocukken psikolojik sorun diye bir şey yoktu, hep sonradan icat oldu bunlar.

Neyse efendim, küçüklüğümdeki bir kaç intihar girişimimden daha evvel bahsetmiştim, üşenmeyin tıklayın, okuyun.

İşte bu girişimlerden birinde kolum kırılınca, alçılı kolla bayrama da çıkamadım. Bayrama çıkmak = 23 Nisan törenlerine katılmak. Bayrama çıkmak önemliydi bizim için, özel kostümler dikilirdi; şiiri kim okuyacak, ronta kim çıkacak, tabelayı kim taşıyacak hepsi önemli konulardı.

Küçüktüm falan ama olgunum da yani, kolum kırıldığı için alçıda, bu nedenle kostüm giyemem, bu nedenle bayrama çıkamam diye çok güzel ikna etmişim kendimi, belki de annem etti hatırlamıyorum. Buraya kadar sorun yok. Amaaaa kader ağlarını örmeden olur mu? Olmaz.

Üçüncü sınıfa gittiğim o sene kardeşim de ilkokula yeni başlamış, ve yazılı olmayan kurallar gereği birinci sınıfların bayram kostümleri her zaman daha göz alıcıdır. Kardeşim o sene bir kelebek oldu. Mavi - beyaz saten ve tülden elbisenin tellere gerilmiş tüllerden kanatları bile vardı!

Elbise bayramdan bir gün önce terziden geldi, o kanatlardan dolayı dolaba sığmadığı için evin ortasına bir yere asıldı. Ama hala abla olarak olgunluğumu koruyorum, arızaya bağlamıyorum. Kardeşim kelebek olabilir ama benim kolum kırıldığı için alçıda, bu nedenle kostüm giyemem, bu nedenle bayrama çıkamam mantrasına hala sıkı sıkı sarılıyorum.

Derken annemin bir arkadaşı geldi eve, kelebek kostümünü gördü ve sanki ben orada yokmuşum gibi gözleriyle beni işaret ederek "bu elbiseyi neden astınız buraya göz önüne, kardeşini kıskanmıyor mu?" dedi. İşte tam o anda, yanıma yancı da bulmuşum, kıskanmam da gerekiyormuş madem, başladım yaygaraya "banane beeee kırık koldan, alçıdan! ben de kelebek olacammmm işşştee"

Valla o gece bizim evde kimse uyudu mu bilemiyorum, ben bana yar olmayan elbiseyi nasıl başkasına yar etmem planlarıyla boğuşurken annem ve babam da elbiseyi nasıl koruruz nöbeti tutmuş olabilir.

Ertesi sabah, annemin öğretmen olduğu için görevli olduğu ve kardeşimin de kelebek olarak iştirak ettiği törene babamla birlikte seyirci olarak katıldık. Artık ben kelebek olamadım diye ne domuzluk yaptıysam saçımı bile taratmamışım, yüzüm gözüm de şişmiş bir gece öncenin hain planlarından.

Zor bi çocukluktu benimki yav!


2 yorum:

  1. Ama hava cok soguk oldugu icin annem o kelebek kiyafetinin icine kac kat giydirmisti ve o zaman farkinda degildim ama hic zarif bir kelebek olamamisim. Yine de cok mutlu bir kelebektim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zarif veya diil sonuçta birimiz kelebek oldu. Bense hem kelebek olamadım hem de mutsuzdum. Çok zor yıllardı benim için.

      Sil