27 Nisan 2015 Pazartesi

Bir sinema keyfim vardı

Sinemaya gitmeyi çok severim. Işıklar kararıp da sanki hikayenin baş kahramanı benmişim gibi 2 saat boyunca kendimi kaybetmeye bayılırım.

Fantastik, doğa üstü hikayelere düşkünlüğüm de aynı sebepten kaynaklanıyor. Bu hayatın gerçekliğiyle ilgili problemlerim var. Bir paralel evren varsa şayet oraya transfer olmak isterim. Umarım ilgili makamlar sesimi duyar.

Neyse, sinema diyordum, çok severim. Sanata saygım sonsuz da, sinemayı daha çok iyi vakit geçirme aracı olarak görüyorum. (Iyyyy sığ insan, napiiim ama öyleyim). Bu nedenle tempolu, macera, aksiyon dolu filmlere bayılırım.

Durağan filmlerde haliyle sıkılıyorum. Bir Miss Daisy'nin Şoför filmi vardı mesela, zaten çok da küçüktüm gittiğimde, 10-11 yaşlarında falan olsam gerek. Ayyy ne işim varmış o filmde, bugün bile hala sorarım kendime. Ne sıkılmış ne sıkılmıştım hiç aklımdan çıkmıyor.

Ama bir de benim ilk gençlik yıllarımın efsanesi Speed vardı. Nefes almadan izlemiştim adeta tüm filmi. Hatta sinemadan çıktıktan sonra eve gitmek için bindiğim dolmuşta, "şimdi bizim minibüste de bir bomba olsa ne olur" diye kendi senaryomu da yazmıştım. Hey gidinin hey, magirus minibüsten aksiyon çıkarmaya çalışan masum velet...

Sinemayı bu kadar seviyorum sevmesine de artık sinemaya gitmek benim için işkence haline geldi desem ne dersiniz? Bu cep telefonları çıktı çıkalı sinemanın tadı kaçtı

Ben tam filmin en heyecanlı yerinde kendimi kaptırmış kötü adamlarla mücadeleye başlamışım, çaaaat önümden bir ışık halesi. Ne oldu? Ön koltukta oturan, zat-ı şahaneleri o kadaaaar mühim bir kişilik ki her 5 dakikada bir vatsaptan mesaj mı gelmiş, sosyal medyada kaç like almış kontrol etmezse dünyanın sonu gelecek. Sanırsın hayat memat meselesi.

Görgüsüz. Hayır ben de öyle susacak ya da kendi kendime öfleyip püfleyecek mizaçta bir insan diilim ki. Bir iki kere sesimi çıkarmıyorum ama devam ederse uyarıyorum. Ondan sonra al başına belayı.

Bir de şu mısırı sinemada yenir diye kim icat ettiyse bol bol anıyorum kendisini. Sinemada yenebilecek en uygunsuz yiyecek kendisi. Paketten alırken haşır huşur, yerken çatır çutur sürekli bir gürültü kaynağı.

Aaaah ah nerede o eski sinema günleri mirim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder