17 Haziran 2014 Salı

Issız adaya düşsem yanıma kimseyi almam

Beni tanıyanların zaman zaman ağzımdan duyduğu bir cümledir bu. Bazen böyle çok bunalıp insanlardan bıktığım anlarda "var ya şu an ıssız adaya düşsem, yanıma kimseyi almam" derim. Ben her ne kadar bunu kafa dinleme isteğimin ne kadar güçlü olduğunu ifade etmek için kullansam da alttan alta haklı sebeplerim varmış, onu anladım.

Önce bir uyarı: Daha önce Nobel ödüllü bilim insanlarından oluşan sosyal çevremden bahsetmiştim, onlar bu yazıyı okumasa da olur. Bu yazıyı benim gibi avam zevkleri olanlar için yazıyorum.

Yukarıda link'e tıklayanlar Survivor sevgimden de haberdar olmuştur. Bu hafta da final haftası, her akşam yayınlanıyor program. Artık sonuna da gelindiği için tüm yarışmacılar daha bir hırslanmış durumda, kimse bu aşamada elenmek istemiyor.

Mesela dün akşam ünlüler takımından Merve bir oyun kaybetti, bu yüzden de takım olarak ödülü kaybettiler. Allahım sanki hayat memat meselesi. Nasıl ağlıyor, bağrıyor, çağırıyor. Sanki canından can koparılıyor. "Bu muymuş olimpiyatlarda falan ülkemizi temsil eden sporcu, yuh olsun" dedim.

Sonra gönüllüler takımından Sahra - ki kendisi bu seneki yarışmacılar arasında açık farkla en antipatik olandır - oyunları kaybetti, bir ağlama, salya sümük, içli içli. Görsen, Allah korusun, bir yakınını kaybetmiş sanırsın. Takım arkadaşları da bir yanına gelip "tamam yaa, bu kadar da paralama kendini" demiyor. Tamam antipatik falan, belki takım arkadaşları da sevmiyor ama insan sevmese bile karşısında bir kişinin o kadar harap olmasından rahatsız olur en azından. Yok.

Nasıl bir kazanma hırsı bürümüşse gözlerini artık. Kazanmayı herkes ister de, bu nasıl kendini kaybetmektir. Yok, "onlar yaptı ıyyy iğrençler, ben olsam yapmazdım" demiyorum. Ben de öyle kendimi kaybedebilirdim, herkes kaybedebilir.

Demek ki eğitilmemiş olsak, sosyal baskı olmasa, uymamız gereken normlar, kurallar falan olmasa vahşi hayvanlardan beter olacağız. Ay valla korktum insan olmaktan.

Yani o çok kızdığımız mahalle baskısı, galiba bizi adam eden. Şimdi yanlış anlaşılmasın, mahalle baskısı iyi bir şey demiyorum, ama kimseyle ıssız adaya da düşmek istemem söyliim.

Yazdıklarımı okuyunca aklımdan geçenleri tam ifade edemediğimi hissettim, ama daha önce de bu konuya kafa yormuşluğum vardır, şuradan tıklayıp okuyabilirsiniz.

Ne kadar avam falan olsam da Survivor'ı da öyle boş boş seyretmiyorum, gördüğünüz üzere. Buna bile kafa yoruyorum, biraz takdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder