12 Ocak 2014 Pazar

Ey güzel İstanbul

Bu hafta sonu annemle babamın gelişi sebebiyle mis gibi havayı da kaçırmamak için ufak bir geziye çıktık. Güya annemleri gezdiriyoruz kisvesi altında biz de beyimle güzel bir İstanbul turu yaptık.

İlk istikametimiz Pierre Loti idi. Bilmeyenler için Pierre Loti, Eyüp mezarlığının üstünde yer alan bir tepe. Ünlü yazar buradaki kahveye sık sık geldiği için bu tepedeki kahve de onun adıyla anılır olmuş. Gerçekten gelmiş mi bilemem, bizzat görmedim sonuçta. Ama burada bir çay içip Haliç üzerinden güzel bir İstanbul manzarası seyretmek mümkün. Aşağıdaki gibi.

Pierre Loti'den çıktıktan sonra biraz daha İstanbul manzarası görelim diyerek Galata Kulesi'ne yollandık. Kuleye çıkmak için biraz sıra bekledik, doğal olarak bir sürü turist vardı. Sıra beklememizin ne kadar iyi bir şey olduğunu yukarı çıktığımızda anladık. Çünkü aşağıdaki bekleme süremiz sayesinde yukarı çıkışımız tam güneş batış saatine denk geldi, bu sayede zaten güzel olan manzara aşağıda göreceğiniz üzere adeta katmerlendi.


Vikipedi'den aldığım bilgilere göre yerden, çatısının ucuna kadar olan yüksekliği 69,90 metre, duvar kalınlığı 3,75 metre, iç çapı 8,95 metre, dış çapı da 16,45 metreymiş. Yapılan statik hesaplamalara göre ağırlığı yaklaşık 10.000 ton'muş.

sözlük anlamıyla kuledibinden bir görünüm
Galata Kulesi 1348 yılında inşa edilmiş, o zamanlar İsa Kulesi adıyla biliniyormuş. Osmanlı zamanında ise bir çeşit hapishane olarak kullanılmış. Daha sonraları da yüksekliğinden dolayı yangın kulesi olarak hizmet vermiş. İyice harap olan kule 1960'larda restore edilmiş ve tepesine yeni bir külah yapılarak turistik hizmete açılmış. Kulenin tamamını çevreleyen seyir terasında 360 derece dönerek yukarıdaki muhteşem manzara ve fazlasını görmek mümkün.

Evet, Hezarfen Ahmet Çelebi'nin 17. yy'da kendi yaptığı kanatlarla atlayıp Üsküdar'a indiği kule bu kule.

Hem Pierre Loti hem de Galata Kulesi'nde manzarayla gözlerimize ziyafet çekmiş olduk. Bu arada yukarıda bahsettiğim tarihsel bilgileri ise Murat Belge'nin İstanbul Gezi Rehberi kitabından aldım. İstanbul'da yaşayan ve yaşadığı şehrin tarihi hakkında bilgi sahibi olmak isteyen herkese tavsiye edeceğim bu kitabı tarihi yerleri gezmeye çok meraklı bir arkadaşımda gördüm, aldım. İyi ki de almışım. Çeşitli gezi rotaları belirleyip gördüğün yapılar hakkında derli toplu tarihsel bilgilere ulaşmak gezinin keyfine keyif katıyor.

Yalnız uyarmadan geçmeyeyim, kitap İstanbul'u çeşitli bölgelere bölerek anlatıyor, her bölümde ise önemli mekanlar alt başlıklarda yer alıyor. Ancak alt başlıklar belli bir rota sıralamasında değil. Yani önceden bir plan yapıp gezi sıralaması belirlenmediği takdirde, kitapta yer alan başlık sıralamasında ilerlemek zaman kaybettirici ve yorucu olabilir.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder