11 Ekim 2016 Salı

Sherlock Holmes

Şöhreti, yazarı Sir Arthur Conan Doyle' u bile geçmiş Sherlock Holmes üzerine ahkam kesecek halim yok. 1887 yılından beri hala bu kadar seveni olan bir kahramanı ben de severim elbet.

Hikayeleri geçtiğimiz yıllarda topluca yeniden yayınlanınca aslında adını ve avcı şapkasını ezbere bilsem de,  hikayelerini hiç okumadığımı fark etmeme çok şaşırmıştım. Bahsedilen kitaplardan ikisi elime geçince de vakit kaybetmeden okudum.


Zaten gizemli cinayetlerin çözüldüğü polisiyeler en önemli ilgi alanlarımdan olduğu için hiç de zorlanmadım. 

Ve şuna karar verdim: bu dünyanın daha fazla Sherlock' lara ihtiyacı var. Ve ben böyle insanlara hayranım.

Gözlem yeteneği çok güçlü, neden sonuç ilişkileri kurmak konusunda çok başarılı, bildiklerinden anlamlı sonuçlar çıkaran, doğru zamanda doğru sorular soran bir insan evladı olsam fena mı olurdu? Bence olmazdı.

Mesela dizi dünyasından gelmiş geçmiş tüm kahramanlar arasında en bir favorim olan Dr. House da tam böyle bir insandı. Kahramandı diyemiyorum zira kendisi tam bir anti-kahramandı. Ama karizma, zeka, akıl yürütme dedin miydi de kimse eline su dökemez.

Bu anlamda Sherlock ile Dr. House'u birbirine oldukça benzettim. Elbette Sherlock'un sosyal zekası ve iletişim becerileri House'a kıyasla dahi seviyesinde olsa da paralelliklileri çok daha fazla.

İkisinin de yaptığı işlerdeki başarıları tartışma konusu bile değil. İkisi de başkalarının çözemediği meseleleri aydınlığa kavuşturma konusunda rakipsiz. İkisi de mesleki bilgileri dışında engin bir genel kültüre sahip. Biri tıp doktoru diğeri özel dedektif olsa da, her ikisinin de vakaları çözmedeki başarıları önemli oranda benzersiz bir akıl yürütme süreci ve eşsiz mantıksal çıkarımlara dayanıyor.

Rasyonellikleri ve pragmatikliklerini tartışmaya gerek bile yok.

Pekiiii acaba hiç düşündünüz mü ya Dr. House Sherlock Holmes'tan esinlendiyse ve hatta esinlenmekten daha fazlası söz konusu ise?

Holivut buna cevap versin bakalım!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder