18 Ekim 2016 Salı

Gökkuşağı Günleri

Latin müziği, latin dansları, latin ülkeleri, latin alfabesi derken yeni bir latin favorim daha oldu: latin edebiyatı...

Antonio Skarmeta; Isabel AllendeGabriel Garcia Marquez, Ricky Martin, Jennifer Lopez'in yanında sevdiğim Latinler arasında yerini aldı. Gökkuşağı Günleri ile.


Kitapta anlatılan hikaye tamamen kurgu değil. 80'lerin sonu, 1973'te darbe ile yönetime el koyan Pinochet efendi yaklaşık 15 yıllık iktidarın ardından referandum yapmaya karar verir.

Pinochet'nin yüce gönüllülüğü bununla da kalmaz. Bir de muhalefete 15 dakikalık bir televizyon şovu ile propaganda yapma hakkı da verir. Tabii ki de referandumun adil olması için iktidarın da televizyonda benzer bir propaganda yapma hakkı vardır.

İç işleri bakanı bu ayrıcalıklı görev için rejim tarafından işkence edilmiş sol görüşlü reklamcı Bettini' ye teklif götürür. Bettini başına geleceklerden korkarak bu teklife nasıl hayır diyeceğini düşüne dursun benzer bir teklif muhalefet cephesinden de gelmesin mi? Üstelik de bakan "ya benimsin ya kara toprağın" edasıyla Bettini'yi nazikçe uyarmışken.

Bu şartlar altında muhalefetin teklifini kabul eden Bettini, yıllardır bir çok şeyini kaybetmiş bir halkı "Hayır" demeye nasıl ikna edebileceğini düşünürken, onlara çektikleri acıları değil, yitirdikleri umudu ve neşeyi anımsatarak ikna etmek üzere yola çıkar.

Ben hikayeyi Bettini üzerinden özetlesem de kitapta başka bir çok ana karakter mevcut. Mesela Bettini'nin kızı Patricia ya da kimi zaman hikayeyi birinci tekil şahıs olarak aktaran Patricia'nin sevgilisi lise öğrencisi Nico. Bir diktatörün demir yumruğunun gençlerin buhranlarını nasıl şekillendirdiğine de tanık oluyoruz onlar sayesinde.

Severek okuduğum bu kitap sayesinde Antonio Skarmeta ile tanıştığıma da memnun oldum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder