4 Eylül 2016 Pazar

Fethiye

Tammm 24 günlük aradan sonra hoşgeldim! Yine kimsecikler meraklanıp sormasa da söyleyeyim, bu sürenin 16 gününü nefis bir tatilde yedim. Kalan günlerin bir kısmı en az tatil kadar macera dolu, hareketli geçti.

Ve sonuç: kürkçü dükkanına döndüm, hoşbuldum!

Bu seneki tatil programımız Fethiye, Datça - Hayıtbükü, Samos ve elbette Altınova'da puf diye geldi geçti. Her tatilde olduğu gibi gözümü kırptım, yola çıkmışız, gözümü açtım geri dönmüşüz hızında.

İlk durağımız Fethiye. Ama yolda Akyaka'da Azmak Nehri yanında kahvaltı molası vermeden olur mu? Olmaz. Azmak'ın buz gibi sularına sadece ayaklarımızı sokabildik, o da 30 saniyeyi bile bulmadı.

Görüntü çok etkileyici olsa da ben soğuk suya karşı hep mesafeliyimdir, bırak yüzmeyi, soğuk suyu içemem bile. O yüzden Azmak'ı uzaktan sevmek benim için en güzeli.

Ama suya uzak duracağız diye kraliçeliğimizi ilan etmeyelim mi? Taht buldum mu kaçırmam, kurulurum. Alem buysa kral benim cicim:

Akyaka'da karnımızı doyurduktan sonra istikamet Fethiye, yola devam. Fethiye konaklamamızı Ovacık'taki Orka Club Villa'larında yaptık. İki aile olarak iki katlı ve üç yatak odalı villada çok rahat ettik. Üstelik kapımızın önü havuz:


Ayrıca oteldeki yemekler de oldukça lezizdi, ben çok beğendim. Yalnız bir eksik vardı, Ovacık'ta olması sebebiyle otelin denize uzak olması. Yaz tatili yaparken konakladığın otelden yürüyerek denize ulaşabilmen lazım. Benim düsturum budur.

3 gece konakladığımız Fethiye'de bir günümüzü Kabak Koyu'na bir günümüzü de tekne turuna ayırdık. Bu tatilden aldığım en önemli ders ise şu: canını seven Kabak Koyu'na kara yoluyla gitmesin.

"Yol bozuk, çok kötü" demek hafif kalır zira bir noktadan sonra yol yok. Şaka değil, gerçekten yol yok. Kendi aracınızı bıraktığınız bir noktadan sonra çalışan minibüslerle aşağı inmeniz gerekiyor. Mesafe ne kadardır tahmin edemeyeceğim ancak bir taraf dağ, bir taraf uçurum. Arada bir patika bile olmayan şeyden o minibüsler aşağı-yukarı sefer yapıyor.

Yemin ediyorum aşağı inerken hoplamaktan bütün iç organlarım yer değiştirdi. Eğer yukarı çıkarken de aynı şekilde hoplamasaydık şu anda midem sırtımda, kalbim karnımda, bağırsaklarım boğazımda olacaktı.

Tamam Kabak Koyu'nun denizi güzel. Yani herkese güzel gelir mi bilmiyorum ama ben derin ve dalgalı deniz severim, ortam da doğal ama ulaşımı tehlikesiz aynı güzellikte başka bir sürü koylar var, gördüm. Deniz yoluyla gitmeyeceksem bir daha Kabak Koyu'na gitmesem de olur. Ben canımı sokakta bulmadım.

Tekne turumuz içinse kendimi tebrik etmek istiyorum. Ben kalabalık, gürültü ve hijyen nedenleriyle tekne turlarından hoşlanmam. Ama Fetihye'de bu konuda oldukça şanslıydık. 20 kişilik, bangır bangır müziğin olmadığı ve de leziz yemeklerin sunulduğu Popeye Teknesi ve Ramazan Kaptan ve miço Cameron yani bizim Kamuran'la çıktığımız On İki Adalar Turu'ndan fazlasıyla memnun kaldık. Çok güzel koylarda yüzdük, güzel bir yemek yedik. Döndüğümüzde sinirleri alınmış et, kılçığı temizlenmiş balık gibiydim.

Yalnııııııız Fetihye'nin içi berbat. Sabah gittiğimizde otopark bulamadık, İstanbul'u aratmayan bir trafik de cabası. Eğer Fetihye'den tekneyle çıkacaksanız ve Fethiye'nin içinde değilseniz ya bir taksi tutun ya dolmuşa binin ama aman diyeyim araçla Fethiye'nin içine araçla gitmeyin. Pişman olursunuz.

Fethiye'deki üç günümüzün ardından istikamet Datça - Hayıtbükü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder