16 Mart 2016 Çarşamba

Trendeki Kız

Her gün işe giderken gördüğünüz evlerdeki hayatlar üzerine hikayeler kurar mısınız? Her gün gördüğünüz ama hiç tanımadığınız insanlara isimler verip, onlar için hikayeler yazar mısınız? Şu işte çalışıyordur, şu tür filmleri seyrediyordur, şöyle hobileri vardır, şu yemeği sevmez, şudur, budur.

Eğlenceli bir şey aslında ama dikkatli olmak lazım. Yoksa Rachel Watson gibi başınıza gelmeyen kalmayabilir.

Rachel Watson kim mi? Paula Hawkins'in Trendeki Kız'ı elbette:


Rachel'ın hikayesini okudukça üzülmemek elde değil. Evini, işini, eşini kaybetmiş, alkol batağına batmış. Hayatta hiç bir amacı kalmamış. Her sabah ve akşam aynı saatte aynı trenle yolculuk ediyor ve bu yolculuğu sırasında önünden geçtiği bir evde yaşayan çiftle ilgili kendi hikayesini yazıyor. Hatta onlara isim bile veriyor: Jess ile Jason.

Derken bir gün yine trendeyken Jess'in Jason olmayan bir adamla, evinin bahçesinde öpüştüğünü görüyor. Ama sadece bunu görmesi olaya yeteri kadar heyecan katar mı? Elbette hayır. Bir de ertesi gün gazetede Jess'in kaybolduğunu okumasın mı?

Hah işte, artık Rachel için vakit bu olayın gizemini çözmek üzere harekete geçme vaktidir. Bu yolda başına gelmeyen kalmaz ama her şerde bir hayır vardır ki, bu kayıp vakası Rachel'ın hayatındaki düğümlerin çözülmesine vesile olur. Ak koyun kara koyun ortaya çıkar diyeyim.

Daha da konuşmayayım. Kitabın sürprizli sonunu, henüz okumayan arkadaşlar için bozmuş olmayayım.

Hikaye, üç farklı karakterin ağzından, yer yer farklı, yer yer paralel zaman çizgilerinde anlatılıyor. Farklı zamanlarda geçen hikaye bir noktada birleşiyor ancak birleşene kadar biraz kafa karışıklığı yaratıyor, hikayede hiç adı geçmeyen gizli kişilik kim diye merak oluşturuyor. Ama bunun da sürprizli sonla ilgili olduğu sonunda ortaya çıkıyor.

Böyle gizemli, heyecanlı, sürükleyici hikayeleri zaten severim de kitabı bu kadar sevmemde başka bir sebep daha var. Bu "loser" İngiliz kızlarının şeytanın bacağını kırma hikayelerini ayrıca seviyorum. Hep Bridget Jones şeysi bunlar biliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder