28 Mart 2016 Pazartesi

Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet Gezer

Bir kaç sene öncesinin çok satanı Laurent Gounelle'in Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet Gezer kitabı geçti elime. Adını çok duymuştum. Hatta kitabı elimde gören ve okuma zevklerimizin benzerlik gösterdiği bir arkadaşım çok güzel bir kitap olduğunu, ne kadar beğendiğini söyleyince iyice meraklandım. Başladım okumaya.

Kahramanımız Alan Greenmor hayattan vazgeçmiş, intihar etmek üzere Eyfel Kulesi'ne çıkmıştır. Tam atlamak üzereyken esrarengiz Yves Dubreuil ortaya çıkar Alan'la bir anlaşma yapmak üzere: Alan'ı intihardan vazgeçmesi ve her dediğini yapması karşılığında mutlu bir insan yapmayı vaat eder. Her dediğini yapacağına yaşamı üzerine söz vermesi koşuluyla.

İntihar etmek üzere olan bir adamın, yaşamı üzerine verdiği herhangi bir söze güvenilir mi bilemedim ama Alan Greenmor sözünün eri çıkıyor ve Yves Dubreuil'e kendini teslim ediyor.

Böyle enteresan bir girişle başlayan kitap daha sonra bir kişisel gelişim kitabı ile kapitalizmin pisliklerine saran iki ayrı kitap  arasında gidip geliyor. Zaman zaman ise hafif dozda kaçmacalı kovalamacalı bir maceraya göz kırpıyor. Tüm bunları 447 sayfada yapıyor, sonuna sürprizli bir final de sıkıştırmayı ihmal etmiyor.

Gördüğünüz üzere kitabın türünün ne olduğunu söylemek güç. Her telden çalıyor.

Peki bütün bunlar bir arada güzel olmuş mu derseniz maalesef olumlu yanıt veremeyeceğim.

Ben kitabı okurken kimi yerlerde çok sıkıldım, uykuyla büyük mücadeleler vermek zorunda kalıp kimi zaman bu mücadeleyi kaybettim. Ancak "başlanan kitap asla yarım bırakılmaz" prensibimden ötürü kendimi zorlaya zorlaya okudum.

Benim için tuhaf bir durum aslında. Ortalama zevklere sahip bir insan olarak genelde çok satan kitapları milyonlarla beraber ben de beğenirim ama bu sefer beni pek sarmadı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder