25 Şubat 2016 Perşembe

Rüzgarın Adı

Ne zamandır fantastik kitap okumuyordum. Hem de o kadar sevmeme rağmen. Sanıyorum bu dünyanın gerçekliği beni o kadar yoruyor ve sıkıyor ki o yüzden fantastik hikayelere bu kadar sarılıyorum. Ama her zaman iyi bir hikayeye denk gelecek kadar şanslı olamıyorum maalesef. Bu uğurda ne kadar zamanı boşa harcadığımı bilseniz oturur ağlarsınız benim için.

Neyse, bu konuda şanslı bir dönem geçiriyorum. Artık merkür ileri mi gidiyor, venüs geri mi gidiyor ne yapıyorlarsa aynen böyle devam etsinler, zira ömrümün bir 736 sayfayı daha okunacak zamanını heba etmek istemem.

Kitap 736 sayfa diye sitem ettim sanılmasın, keşke 1.736 sayfa olsaydı. O kadar severek okudum, elimden bırakmak istemedim resmen.

Gizemli kitabımızın adı "Kral Katili Güncesi 1. Gün: Rüzgarın Adı", yazar Patrick Rothfuss.


Öykü, bilinmeyen bir zamanda, Medeniyetin Dört Köşesi diyarının, Newarre kasabasının Yoltaşı Hanı'nda başlıyor. Ya da bitiyor. Hancı Kote'de bir iş var ama ne?

Bir halk kahramanı mı yoksa bir katil mi olduğu belli olmayan Kvothe, ne olmuş da şanını şöhretini, tüm yeteneklerini ve bilgisini rafa kaldırıp kuş uçmaz kervan geçmez bir kasabada, inlerle cinlerin top oynadığı bir hanın silik hancısına dönüşmüş?

İşte kitap Kvothe'nin hikayesi. Tarihçi Devan Looches'a hayat hikayesini 3 günde anlatmaya ikna olan Kvothe'nin öyküsünün birinci günü. Çocukluğu, ailesi, Üniversite eğitimi, sihir öğrenmesi.

Bu hikayede sihir yapabilmek için her şeyin ama her şeyin adını öğrenmek gerekiyor. İşte Kvothe de Chandrialılar'ın gizemini çözmek için her şeyin ama her şeyin ve hatta rüzgarın bile adını öğrenmek zorundadır. Azmiyle, çalışkanlığı ve yeteneği ile çıktığı bu macerada dostlar ve düşmanlar edinir, zaferler ve mağlubiyetler görür, hakkında efsaneler oluşmaya başlar.

Ve bütün bunlar olurken biz de görürüz ki Kvothe ne bir şeytan ne bir melek; o da herkes kadar iyi, herkes kadar kötü. Ve aslında bütün o efsaneler de kendi varoluş savaşının sonuçlarından başka bir şey değil.

Hikayeyi o kadar beğendim ki okurken kendimi kaybettim. Aklı başında bir insan iş çıkışı yolda trafik olsun da bir kaç sayfa daha okuyayım, keyfim bölünmesin diye dua eder mi? Etmez. Ben ettim. Niye? Aklımı kaybettim diyorum ya işte.

Henüz üçüncü kitap yayımlanmamış, kim bilir ne zaman çıkacak. Şu ana kadar çok memnun olsam da umarım serinin diğer iki kitabında, hemen her üçlemede yaşadığım hayal kırıklığını yaşamam.

Fantastik şeyleri seviyorsanız bu seriyi kaçırmayın.

2 yorum:

  1. Sonunda tanıştın demek Kvothe ile. Seveceğini biliyordum. 2. kitap bildiğin tuğla kadar ve 3. kitap çıkmak bilmiyor. 3.'den önce Sessizliğin Müziği diye bir nevi spin off'u var, onu da oku ama ağır ağır git.

    YanıtlaSil
  2. Yok arkadaşım, üçüncü kitap çıkana kadar ikinciyi okumayacağım işte. Hızım alamıyorum, yavaş okuyamıyorum ondan sonra beklemekten sıtkım sıyrılıyor. Ama böyle olunca ben keyfimden okumuyorum, yazarın keyfini beklemiyorum, istersem okurum ama ben okumamayı seçtim diye psikolcik şey ediyorum kendimi.

    YanıtlaSil