21 Temmuz 2013 Pazar

Yırtmak

Hafta sonumuz güzel geçti. Dün bir arkadaşlarımızı kahvaltıda ağırladık, akşam biraz deniz havası aldık. Bu sabah da başka bir arkadaşlarımızla Emirgan'da güzel bir kahvaltı ve keyifli bir sohbetin ardından eve döndük.

Bu sabahki sohbetimizin bir kısmını arkadaşlarımızdan erkek olanın ticari anlamda parlak yırtma fikirleri üstüne gerçekleşti. O bize planını anlattı, kağıt üstünde çok güzel ve başarısız olması imkansız bir ticari faaliyet. Ancak ufak bir teknik problem var, plana göre ben ve onun eşi tüm finansal riski alıyoruz, benim kocam çalışıyor, bu parlak arkadaşımız ise para kazanıyor. Gerçekten, bu plan onun açısından kusursuz, bir de bizi ikna ederse çok zengin olup yırtması işten bile değil.

Dönüş yolunda, başarılı bir yırtma planını hayata geçirmeye muvaffak olursam hayatımda neleri değiştireceğimi düşündüm. Sabahtan beri sürekli kafamın içinde vır vır beni meşgul eden çamaşır yıkama, haftalık yemek pişirme, evi derleyip toplama faaliyetleri nedeniyle ilk aklıma gelen bir daha asla ev işi yapmamak oldu. Hatta uzunca bir süre başka bir hayal bulamadım.

Karadeniz fıkralarının kahramanı Temel gibiyim; her gün kuru fasulye-kuru soğan ikilisine talim eden Temel'e büyük ikramiye çıkarsa ne yapacağını sormuşlar, her gün soğanın sadece cücüğünü yerim demiş.

Hayallerimin bu kadar küçük olmasına sevinsem mi üzülsem mi bilemedim. Ya da bu soruyu şöyle sormalıyım:Günlük koşuşturmaların içinde hayal kurmayı bile mi unuttum, yoksa sahip olduklarım beni yeterince tatmin ettiği için daha fazla bir şeyin eksikliğini hissetmiyor muyum?


Yok yok her akşam uykuya dalmadan önce kendini büyük bir stadyum konseri verirken hayal eden bir kişi için hayal kurmayı unutmuş demek doğru olmaz.

O zaman bu durumdan şu çıkarımı yapıyorum: ben hiç bir zaman yırtamam, çünkü yeterli motivasyonum yok. Hemen bir özlü söz de uyduruvereyim şuracıkta: rahatlık değişimin düşmanıdır. (o kadar da özlü olmayabilir ya da daha önce başkası söylemiş olabilir, bilemiyorum, bana kendimin bulduğu çok iyi bir laf gibi geldi bir anda)

Emekli olana kadar çalışmaya devam, ve hatta emekli de olamayıp ruhumu o masanın başında teslim edeceğim, ve ağzımdan dökülen son kelimeler şunlar olacak: aaaah ah bana ne ticaret önerileri geldi ama dönüp de yüz vermedim hiç birine.

Kalkıp bir iki kap daha yemek hazırlayayım, makineye de yeni çamaşırları atayım bari.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder