29 Temmuz 2013 Pazartesi

Kişisel gelişimin Dany Brillant üzerine yansımaları

Bu blog'u çok önemsiyorum, bu nedenle fikirlerine önem verdiğim kişilerden yılmadan ve ısrarla geri bildirim talep ediyorum.

Cumartesi akşamı da bir grup olarak yeni evlenen arkadaşlarımızın evine davetliydik. Gündem çok yoğun: yeni evlilerin evlilik deneyimleri, yeni iş kuran arkadaşlarımızdan gelişmeler, işsel gelişmeler, sağlık konuları ve tabii ki benim blog'um. Blog'umu geliştirebilmek için tehdit, şantaj, rüşvet, yağ çekme, merak uyandırma, elimden ne gelirse ardıma koymadım.

Misal;

Gözünde bir rahatsızlık çıktığı için monitör, telefon ekranı vs okuyamayan arkadaşıma: "raporlanabilir sağlık problemleri dışında herhangi bir bahaneyi kabul etmiyorum, rapor getir"

Yaratıcı yazarlık dersleri almış arkadaşıma: "biliyor musun, kendimi geliştirebilmek için iyi bir editöre ihtiyacım var, senin katkıların çok önemli"

Bir konu hakkında sohbet ederken lafı ortasında bırakıp "bu konu hakkındaki fikirlerimi blog'umdan okuyabilirsiniz"

Derken, elle tutulur bir kaç öneri koparabildim kendilerinden.

Arkadaşlarımdan biri kişisel gelişim üzerine yazmamı önerdi. Bu konuda maalesef yeterli altyapım yok. "Nasıl olacak bu iş?" dedim. "Kendi tecrübelerini yaz" dedi.

Gerçekçi olalım, bugüne kadar engin kişisel gelişim dünyasına örnek gösterilebilecek bir başarım olmadı. Kitleleri peşimden sürükleyemem. Bu konudaki tek girişimim çok sevdiğim Dany Brillant'ın Türkiye'deki fan'larını arttırma teşebbüsüydü.

Plan şuydu: doğum günü olan her arkadaşıma bir adet Dany Brillant CD' si hediye edecektim. Onlar da CD'yi dinleyip bayılıp başkalarına önereceklerdi. Tam bir saadet zinciri. Biz Dany severler çığ gibi büyüyecektik. Dany' cimin ekibi albüm satışlarında artışı analiz edecek ve Türkiye'de konser vermenin iyi bir fikir olduğuna ikna olacaktı. Ayrıca bu analizleri derinleştirip her şeyin tek bir Dany Brillant fan'ı tarafından başlatıldığını tespit edeceklerdi. Ondan sonra artık sahne arkası mı olur, Dany' cimle düet mi olur bir şekilde bana şükranlarını sunacaklardı.

Tabii o zamanlar twitter falan yok. Öyle "1dcometoturkey" "turkeylovesjustin" falan diye hashtag' ler açalım, TT yapalım, ne mümkün. Her şeyin kas ve çene gücüne bağlı olduğu günler.

Olmadı. Plan işe yaramadı. Kalabalıklar içinde yalnızdım, ya da belki en başta o kadar kalabalık yoktu.

Sonuç olarak Dany Türkiye'ye geldi. Hem de birden fazla kere. Ben gidemedim. 18 Eylül' de yine geliyormuş. Türk-Fransız Ticaret Derneği' nin Büyük Gala Gecesi' nde Hilton' da sahne alacakmış. Kişi başı 150  euro. Peeeh, çok pahallı zevklerim var şu hayatta. Ben CD' lerimi dinlemeye devam ederim.

CD demişken, Best of albümü güzeldir adı üstünde. Ben bir de Casino albümünü severim. Henüz adını duymamış olan varsa bir şans vermesini tavsiye ederim. Bakarsınız sanatı halka indirebiliriz, hem artık sosyal medya da var.

Albüm kapağı
Neyse, kişisel gelişim dedik, Dany' den çıktık. Ben nasıl gelişeyim? Ama hedef gerçekleştirme konusundaki tecrübelerimi bir sonraki yazımda paylaşayım.

2 yorum:

  1. Aslında bu Dany örneğini şu senin mücadeleci ve başarılı ruhunu anlattığımız ödev/proje işinde örneklemeliydim. Denizyıldızı hikayesi gibi biraz. Kendini küçümseme, sen elinden geleni yap, azcık bile fark yaratırsan ne mutlu (şaka bir yana sen başlı başına bir kişisel gelişim vakasısın).

    Laurelindorena

    YanıtlaSil
  2. Hahaha benimki kendi danynin pesinden kos olurdu sanirim. Sagol canim ;)

    YanıtlaSil