Geçtiğimiz hafta sonu yurdu etkisi altına alan lodos bize vız geldi tırıs geçti, atladık uçağımıza, vıjjjjt diye gittik İzmir'imize, Can'ımızla hasret giderdik, pazar akşamı da İstanbul semalarına arz-ı endam eyledik.
Aynen böyle, göz açıp kapayana kadar geçti hafta sonu.
İşte Can'ın yeni maceraları:
* Sürekli bir soru sorma hali. En favori iki cümlesinden biri "sen ne yapıyorsun?" diğer "bu ne?"
* Saklambaç oynarken masanın altına giriyor, aramaya başlayınca "neredeymiş Can, yoksa masanın altına mı girmiş" demeye gör, anında cevap "eveeeet"
* Sevgili Barış Manço'yu bir kez daha rahmetle anıyorum, bütün şarkılarını ezbere söylüyoruz.
* Yatağının korkuluğunu çıkartmış babası, öğlen uykusundan uyanınca odasından çıkıp pıtır pıtır salona gelip "ben uyandııım" diye haber veriyor.
* Jonglörlere bayılıyor, karşımıza geçip elinde top varmış da onları havaya atıp çeviriyormuş gibi taklit yapıyor.
* Dikdörtgen, üçgen, kare, daire şekillerini öğrenmiş, bunları ayırt edip isimlendirebiliyor. Ama dikdörtgen prizma, üçgen prizmaya falan girince henüz tıssss.
Tabi bir de kelimelerimiz var, her daim hastasıyım:
incinci: ingilizce
amubu: ambulans
tave matisini: kahve makinesi
mema: meyve
hühüü: flüt, kaval, zurna, üflemeli ne varsa
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder