Bazen ne kadar saf salak olduğuma inanamıyorum. Yaklaşık 1 ay önce buralarda ahkam kesmişim kadınlarla erkekler eşittir diye. Hangi çöplüğün horozu olduğumu unutmuşum.
Bırak eşitliği, bu ülkede bir kadın olarak nefes alabilmek, hayatta kalabilmek bile bir lütuf adeta. Şans eseri yaşıyoruz resmen.
Gün geçmiyor ki pos bıyıklı, kıt akıllı bir zat-ı muhterem çıkıp "kadının toplumdaki rolü ve görevleri" konusunda çok değerli fikirlerinden birini s.çmasın. "Kadının yeri evidir, işi çocuklarına analık kocasına hizmetçilik yapmaktır, vır vır, dır dır"
Benim hayatım üzerinde tasarrufta bulunma hakkını sen kendinde nasıl buluyorsun bre densiz! Bu kendini bilmezler bunca kadın cinayetinin, şiddetinin azmettiricisi değil de nedir.
Bir de son günlerde, güya kadına karşı şiddeti protesto adı altında saçma sapan söylemler çıkmadı mı ortaya, benim sinirler iyice zıpladı. Neymiş efendim, kadınlar peygamberin emanetiymiş. Neymiş, beyler dolmuştaki son yolcu bayansa inmiyorlarmış da yalnız bırakmıyorlarmış da, bik bik.
Hala olayı anlamamışın sen be taş kafalım. Biz kadınlar, kimseye emanet olmadan, kimsenin kanatları altına girmeden, kafamıza göre, canımızın çektiğince yaşamak istiyoruz.
Beyler, gölge etmeyin başka ihsan istemez! Ayrıca bana bayan diyenin de alnını karışlarım.
Mini etek giyen kadınlar hakkında atıp tutan dangalaklar konusuna ise hiç girmiyorum. Kendilerine dangalak diyip geçiyorum. Dangalak!
Feysbuk'ta gördüğüm çok güzel bir alıntı ile kapatmak istiyorum: ben erkeklere emanet edilmiş bir şey değilim, kemiğinizden de yaratılmadım, ayağımın altına cennetini koyma un ufak ederim, çiçek de babandır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder