30 Temmuz 2015 Perşembe

Büyücü Kral

Ne kadddar sorumluluk sahibi bir insan olduğumu bilmeyen kaldı mı? Kaldıysa öğrensin. Karşınızda görev insanı işte ben!

Görev ne olursa olsun bana fark etmez. Maalesef bugüne kadar macera dolu, fantastik, beni bir kahraman yapacak bir görev tamamlamadım. Ama olsun, nasıl ki rolün büyüğü küçüğü olmaz görevin de önemsizi yoktur.

Hem hala umudum var, bir gün insanlık için çok büyük bir şey yapıp kahraman olacağım ve adım tarihe altın harflerle yazılacak. Sadece sabırla o günü bekliyorum. Beklerken de kendimi fantastik, büyülü müyülü hikayelerle büyük finale hazırlamaya çalışıyorum.

Hazırlık dönemi genelde keyfili geçse de ara sıra şanssızlıklar da olmuyor değil, bunların bir tanesinden bahsetmiştim, tam buraya tıklayabilirsiniz.

İşte Lev Grossman'ın yazmış olduğu bu serinin ikinci kitabı olan Büyücü Kral'ı da almış bulunduğum için okudum. Bu ikinci kitap bir nebze daha iyiydi sanki. Ne bileyim, ilk kitaptaki varoluşsal kaygılar yerine daha fazla macera, aksiyon vardı. Hatta gizem bile eksik değildi.

Belki ondandır, belki de şu meşhur salt maruz kalma etkisindendir. Hani bir şeye yeteri kadar maruz kalırsan onu seversin teorisi.

Okumak istediğim, okunması gereken onca kitap ve bu kadar az zamanım varken hiç de beğenmediğim bir kitabı okudum da ne oldu, başım göğe mi erdi? Tabi ki de hayır. Ama içim huzura erdi. Yapmam gereken bir şeyi yapmış oldum.

Görev bilinci olmayan anlayamaz.

Lakin ne kadar bilinçli olursam olayım, kimse bana üçüncü kitabı aldırıp okutamaz. Çok kararlıyım, görev falan da bir yere kadar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder