14 Mayıs 2017 Pazar

Mart Menekşeleri

Seyahat ettiğim yerlerde o şehirde geçen romanlar okumayı seviyorum. Bu nedenle Berlin'e gitmeye karar vermemizle hemen internetlerde aramalara başladım.

Stok problemlerini saymazsak, bütün büyük şehirler gibi Berlin de bu konuda zengin. Bir taraftan da stok problemlerine müteşekkirim çünkü en azından onu mu alsam bunu mu diye seçemediğim kitaplar doğal seleksiyon sürecine giriyor.

Berlin için kitap ararken ilk tercihimi Mart Menekşeleri'nden yana kullandım. Bu kitap, İngiliz yazar Philip Kerr'in 11 kitaplık Dedektif Bernie Gunther serisini ilk kitabıymış meğersem.


1936 yılının Berlin'inde, çoğunlukla Yahudi, kayıp kişileri bulan eski bir asker ve de polis Bernie Gunther bu defa bir milyarderin kızının ölümünü araştırırken kendini Himmler ve Goering arasındaki politik bir savaşın ortasında bulur.

Dedektif Gunther, Berlin'in karanlık ve tehlikeli ortamında araştırmasını yürütürken biz de Nazi Almanya'sında bir tura çıkıyoruz. Dönemin günlük yaşamı, siyasi çekişmeleri, çeşitli kurumlar arasındaki üstünlük savşları, Yahudiler'in ülkeyi terk etmek için varlarını yoklarını satması, karanlık yeraltı dünyası hikayenin içinde yer buluyor.

İşte dönem kitaplarının güzelliği. Kitaba adını veren Mart Menekşeleri'nin ise Hitler başa geçtikten sonra Nazi Partisi'ne üye olanlara verilen isim olduğunu da bu kitaptan öğrendim.

Tarih ve polisiyenin iç içe geçtiği bu kitap benim için yeme de yanında yat oldu. Hem sürükleyici bir hikaye hem de zengin tasvirlerle adeta Dedektif Gunther'le yanyana hikayenin içine giriyorsunuz. Şiddetle tavsiye ediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder